BU SAYFAYI HERKESLE PAYLAS

Bookmark and Share

MASONLAR VE MASONLUK

Başta Afrika ülkeleri olmak üzere birçok üçüncü dünya ülkesinin ekonomik yönden geri kalmasında ve halklarının aç bırakılmasında IMF'in dayattığı politikaların önemli rolü bulunmaktadır. 1993 yılında Afrika Sendikalar Birliği Genel Sekreteri Hasan Sunmonu, Herald Tribune gazetesinde yayınlanan açık mektubunda IMF'in uygulamalarıyla ilgili olarak şunları anlatıyordu: "IMF ve Dünya Bankası bölgedeki askeri ve totaliter diktatörlükleri sürekli destekleyen bir politika izlemektedir. Bu dönemde IMF ve Dünya Bankası'na yönelik çiftçi protestoları vahşice bastırılmıştır. Bu iki organizasyonun Afrika'ya verdiği en büyük zarar ise dayattıkları tarım politikaları oldu. Fakir Afrika ülkeleri ihtiyaçları olan gıda maddeleri yerine kakao, pamuk, kauçuk gibi maddelerin üretimine zorlanmışlar, gıda maddelerini ise AB ve ABD'den ithal etmeye mecbur bırakılmışlardır. Son 10 yılda Afrika 100 milyar dolar borç faizi ödemiştir. Bu borçları ödeyebilmek için kamu kuruluşlarının özelleştirilmesini şart koşan IMF, İngiltere gibi liberal ekonominin kalesi sayılan bir ülkede 12 yılda kamu kuruluşlarının sadece yüzde 12'sinin özelleştirildiği gerçeğini göz ardı ederek, bu konuda siyasi iktidarlar üzerinde baskı kurmuştur."


Ülkelerdeki önemli ekonomik kararların, acı reçetelerin ve hatta pek çok ihtilallerin ve hükümet değişikliklerinin, IMF merkezinde planlandığı araştırmacıların özellikle üzerinde durdukları bir husustur. Venezuella Cumhurbaşkanı'nın: "Ülkemizdeki ekmek ve benzin fiyatlarından memur ve işçi maaşlarına, yatırım alanlarından ihracat ve ithalat kotalarına kadar her sahada etkili olan bu kuruluşun, siyasi iktidarları değiştirme yetkisinin de olacağını düşünüyorum" sözü bu açıdan dikkat çekicidir.

Aklınıza tanıdık başka bir ülke geldi değil mi?


Türkiye ve IMF:


Türkiye 1947 yılında IMF'e üye olmuştur. 1970 yılından itibaren ise IMF'in istek ve önerileri doğrultusunda ekonomik istikrar programları hazırlamıştır. Şimdiye kadar 17 stand by anlaşması imzalamıştır. İmzaladığı 16 stand-by anlaşması ile IMF'in mali imkanlarından ve kendi SDR'sinden (Özel Çekme Hakkı) 4 milyar 362 milyon dolar kredi almıştır. Bunun karşılığında IMF tarafından dayatılan ve Türkiye'yi ekonomik yönden bayağı gerilere götüren, çeşitli alanlardaki üretimlerine kota koyan, dış ticaretini sınırlandıran pek çok programı uygulamak zorunda kalmıştır.


1947'den bu yana ve 16 stand-by anlaşmasına imza atarak aldığı kredilerin toplamı ise Amerika'nın İsrail'e bir yılda verdiği yardımdan sadece 1 milyar dolar fazladır. Değer olarak düşünürsek aldığı toplam kredi 215 adet orta halli savaş uçağına tekabül etmektedir. Türkiye'nin kullandığı kredilere üyelik karşılığında yatırmak zorunda olduğu katılım payı karşılığındaki para çekme hakkı yani SDR'si de dahildir.


Dünya Bankası:


Dünya Bankası, IMF'in bir kardeş kuruluşu olarak bilinir. Merkezi Washington'dadır. IMF ile aynı binada ve tam bir koordinasyon içinde çalışır.


Birleşmiş Milletler'e bağlı mali kuruluş olan Dünya Bankası 1944 yılının Temmuz ayında, Birleşmiş Milletler Para ve Maliye Konferansı'nda alınan kararlar doğrultusunda kurulmuştur. Ancak resmi kuruluşu Haziran 1946'da gerçekleşti.


Dünya Bankası, öncelikli olarak II. Dünya Savaşı sonrası imar etkinliklerini desteklemeye yönelik krediler vermiştir. Yani II. Dünya Savaşı'nın yol açtığı yıkım ve tahribat sebebiyle Gizli Dünya Devleti'nin de finansörleri olan siyonist finansörlere gün doğmuştu. Üstelik işin hamallığını başkalarına yaptırıyor kendileri sadece para ve kredi temin etmek suretiyle servetlerine servet katıyorlardı. Paralarının herhangi bir şekilde riske girmemesi için de onu uluslararası güvenceye sokmak amacıyla BM'e bağlı bir uluslararası banka kurdurmuşlardı ve kanal olarak onu kullanıyorlardı.

Dünya Bankası kredilerini 1949'dan sonra ekonomik kalkınma amaçlı projelere kaydırmıştır.


Dünya Bankası'nın en yetkili organı Governörler Konseyi'dir. 20 kişiden oluşur ve borç para verme işlemleri üzerinde karar alır. Mevcut sermayesi 171 milyar dolardır.


Kredi vereceği zaman şu kriterlere bakar:

1. Kredinin doğrudan devlete veya hükümetlerin güvencesi altında olmak şartıyla özerk kuruluşlara verilmesi,

2. Genellikle 15 veya 20 yıl vadeli verilmesi

3. Mali piyasadaki faiz oranına yakın faizle verilmesi.


NATO ve Masonlar:


NATO, II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan bir askeri bloktur. Ancak gerçekte Gizli Dünya Devleti'nin askeri kanadı niteliği taşımaktadır. Kuruluşunun gerekçesi Sovyet tehdidiydi. Yani Sovyet tehdidiyle karşı karşıya ülkeleri bir ortak savunma bloğu içinde bir araya getiriyordu. Dolayısıyla bloğa girecek ülkelerden herhangi birine yönelecek tehdit ya da saldırı tümüne yönelik kabul edilecek ve ortak savunma yapılacaktı.


Bunlara bakılırsa gerekçe masum gibidir. Fakat arka plana baktığımızda yine o karanlık örgütlerin elleriyle karşılaşıyoruz.

Jean Monnet adlı araştırmacının Memoires adlı eserinde şöyle denir: "NATO, Amerika'daki en güçlü yahudi lobilerinden biri olan CFR tarafından kurulmuştur.Kurucuları arasında Bilderberg, Trilateral ve CFR üyesi Joseph Luns, CFR ve Bilderberg üyesi George Marshall, yine CFR ve Bilderberg üyesi Dean Acheson bulunmaktadır."


Alle E. Roberts'in Brother Truman adlı eserinde de şöyle denir: "(NATO'nun) öncülüğünü yahudi ve mason ABD başkanı Truman yapmıştır." İlk NATO başkumandanı da CFR üyesi ve yahudi lobilerine önemli katkıları olan General Eisenhower'di.

Historia Hors Serie'de yazdığına göre sonraki başkomutanlarından General Lemnitzer de bir yahudi ve masondur. İlhami Soysal'ın Dünya'da ve Türkiye'de Masonlar ve Masonluk adlı kitabında yazdığına göre yine NATO başkomutanlarından Omar Bradley de bir masondur.


Bunlar NATO'nun üst kademelerinde görev almış masonların sadece birkaçı. Bunların dışında da NATO'nun üst kademelerinde görev almış daha birçok isim mason teşkilatlarına üyeydi. Bunların tamamının Gizli Dünya Devleti'nin geri planda durup dünyaya yön vermeye çalışan örgütleriyle doğrudan irtibatı vardı.


NATO’nun dört uçlu haçı, görünen yüzü itibariyle yerkürenin dört yönünü gösterir. Ancak kapalı yanıyla Yeni Ahit’i yazan dört Evangelist’i temsil eder.


Gladio


Gladio, daha çok İtalya'daki siyasi cinayetleriyle adını duyurmuş bir gizli örgüttür. Ancak bu örgütün NATO'nun gözetiminde çalışan bir özel tim olduğu kesindir. NATO'nun doğrudan düşman ilan edemediği kişilere veya siyasi mekanizmalara karşı Gladio kullanılmıştır. Örgüt sadece siyasi cinayetler gerçekleştirmekle kalmamış, zaman zaman askeri darbelerin zeminlerini ve şartlarını da hazırlamış, hatta bu tür darbeleri yönlendirmiştir.


Gladio NATO ile paralel kurulmuştur ve görünüşte amacı herhangi bir komünist saldırı karşısında gerilla savaşını organize etmekti. Örgütün finansmanı ise büyük ölçüde ABD tarafından sağlanmıştır. Bu arada bir yandan da medya kanalıyla anti-komünist propaganda faaliyetlerini organize edecekti. Yöneticileri NATO üyesi ülkelerde eğitim görüyordu.


Faaliyetlerini genellikle gizlice yürüten Gladio sadece NATO üyesi ülkelerde değil, Avusturya, İsveç, Norveç gibi NATO üyesi olmayan ülkelerde de örgütlenmiştir. Farklı ülkelerde farklı kod adlarıyla çalışma yapıyordu. Örneğin İtalya'da Gladio, Yunanistan'da B-8 ya da Sheep Skin (Koyun Postu), Belçika'da SDRA-8, Hollanda'da NATO Command, Almanya'da Gehlen Harekatı (kurucusu General Reinhard Gehlen'e nispetle), Avusturya'da Schwert, İngiltere'de Secret British Network kod adıyla çalışma yapıyordu.


Gladio'nun şekillendirilmesinde rol oynayan önemli şahıslardan General Reinhard Gehlen aynı zamanda bir Naziydi. İşin ilginç tarafı ise bu kişinin İsrail'in gizli servisi MOSSAD'la da bağlantısının olmasıydı. Bütün bu bağlantılar Gizli Dünya Devleti'nin geri plandaki faaliyetleri hakkında önemli ip uçları veriyor olmalı. General Gehlen, Gladio'nun oluşturulması ve şekillendirilmesi merhalesinde önemli rol oynadı ve bu konuda Hitler'in yanında edindiği tecrübeden yararlandığı tahmin edilmektedir.


Gladio'nun siyonizmle bağlantısı hakkında Richard Deacon, The Israeli Secret Service adlı eserinde şu işaretleri veriyor: "Almanya'daki kontrgerilla hareketi Gehlen Organizasyonu savaş sonrası dönemde istihbarat toplamak üzere kurulan bir örgüt. Örgütün başı Reinhard Gehlen, CIA yoluyla ABD'den destek alıyor. Bu örgüt için çalışan Alman yetkililerden biri Nasır'ın (Mısır'ın eski cumhurbaşkanı Abdünnasır'ın) danışmanlığını yapıyor. Gereken bilgileri yetkililere aktarıyor. Organizasyonda İsrail'le bağlantıdan haberi olan çok az kişi vardı. Bağlantılar daha ileriki safhalarda Fransız istihbarat servisindeki MOSSAD ajanına haber verilerek Paris'te yürütüldü. Fransa bir NATO üyesiydi ve bu MOSSAD ajanının da NATO ülkeleri arasında askeri istihbarat edinme yolları vardı." Aynı eserde General Reinhard Gehlen'in MOSSAD hesabına çalıştığı da özellikle vurgulanmaktadır. Richard Deacon'a göre Gehlen 1950'lerde soğuk savaş konusunda Amerika'nın en önemli elemanlarından biriydi.


Gladio'nun İtalya kanadının ise bu ülkenin en çok ismini duyuran P-2 Mason Locasıyla yakın irtibat içinde olduğu, hukuki soruşturmalar neticesinde ortaya çıkmıştır. Bu locanın Üstad-ı Azamı Licio Gelli aynı zamanda İspanya iç savaşında faşistler adına savaşmış bir isimdi. İtalya'nın mafyayla ve Gladio ile yakın irtibatı olduğu tespit edilen eski başbakanı Giulio Andreotti de bu locanın üyesiydi.


Meşhur Temiz Eller Operasyonu'nda sorguya çekilen Andreotti başbakanlığı döneminde Gladio'yu savunmuştu. P-2 locasının Gladio ve mafya bağlantısı araştırıldığında bu locanın üyeleri arasında 43 parlamenter, 54 üst düzey devlet görevlisi, başta Genelkurmay Başkanı Amiral Giovanni Torrisi olmak üzere 8'i amiral 30'u general 183 askeri yetkili, 19 hakim, avukatlar, polis komiserleri, bankerler, gazete sahipleri, yazarlar, baş yazarlar, 58 profesör, siyasi parti liderleri ve haber alma servisinin 3 eski başkanı olduğu tespit edilmişti. Bu durum ülkede Gladio'ya destek veren mason locasının ne kadar geniş bir alana yayıldığını ortaya koyuyordu.


P2-Mafya-Gladio bağlantısının gün yüzüne çıkması sebebiyle başlatılan hukuki soruşturmada birtakım ilginç gerçeklerle de karşılaşıldı. Locanın başkanı Gelli, İtalya seçimlerinde Hıristiyan Demokrat Parti'nin seçimi kazanması için naylon operasyonlar düzenlemiş ve bunun için CIA'den yardım almıştı.


Yeni Dünya Düzeni-Novus Ordo Seclorum:


Yeni Dünya Düzeni dünya kamuoyunun gündemine daha çok Doğu Bloğunun çökmesinden sonra girdi. Oysa İlluminati şebekesinin ve diğer global gizli örgütlerin gündeminde yüzyıllardan beri vardır. Hatta Fransız devrimi öncesinde yürüttükleri çalışmalarında hedeflerini "Yeni Dünya Düzeni" olarak açıklamışlardı. Sonraki dönemlerde ise bunu muhtelif vesilelerle ve gelişmelerle bağlantılı olarak gündeme getirmişlerdir. Doğu Bloğunun çökmesinden sonra Amerika'nın tüm dünya üzerinde kurmak istediği saltanatı "Yeni Dünya Düzeni" emeli olarak açıklaması da bir tesadüf değildir. Bunun İlluminati şebekesinin yüzyıllardan beridir vurguladığı Yeni Dünya Düzeni teorisiyle çok yakından irtibatı vardı. Zaten ABD'nin son dönemde üzerinde durduğu Yeni Dünya Düzeni'nin son hali de Bilderberg ve CFR toplantılarında şekillendirilmiştir.

Fakat bu örgütlerin hedefi siyasi güçlerden ziyade sermaye kuruluşlarının kıskacında bir dünya ortaya çıkarmaktır. Tabii bu konuda siyonist oluşumlar kendilerinin sermaye üzerindeki hakimiyetlerine biraz fazla güvenmekte ve sermayenin sultasında bir dünya düzeni kurmanın kendilerinin egemenliklerinin daha da güçlenmesine imkan vereceğini hesap etmektedirler. Bu konuda ünlü yahudi David Rockefeller şöyle diyor: "Hükümetlerin yerini alacak birileri olmalı ve bana öyle görünüyor ki, bunu da en iyi şirketler yaparlar..."

Hülasa Yeni Dünya Düzeni denince, Yazar Alev ALATLI’nın (ki babası da masondur) değimiyle; dünyanın siyasi ve yasal hüviyetini tümüyle değiştirmek, ulus-devletlerin tarihi rollerini ortadan kaldırmak, kontrolü uluslar-ötesi tröstlere devretmek suretiyle millet kavramını ortadan kaldırarak, idareyi İngilizce konuşan Anglo-sever bir oligarşiye teslim etmek olduğu akla gelmektedir.


Bazı Masonik simgeler:


Şaha kalkmış aslan; Avrupa malı pek çok malın logosunda vardır.


Sion Yıldızı(Altı Kollu Yıldız)Dolmabahce sarayının üstünde google earth tte siyon yıldızı var tayyip erdogan dolmabahce sarayını özel ofisi yaptı hemen tepesindede apdullah gülün özel yaptırdıgı ofisi var siyon yıldızına tepeden bakmak icin herhalde


Işık Saçan Kılıç


Yedi Kollu Şamdan


Altın Çıngırak


Piramit


Üçgen İçinde Göz


Hanımefendiler, Beyefendiler;


Bundan sonra dünyada ve yurdumuzdaki ünlü masonlardan deşifre edilenleri ve Mason Locaları tarafından açıklanan isimleri sıraladıktan sonra, Ebedi Lider Mustafa Kemal ATATÜRK'ün masonluk hakkındaki görüşleri ve sonuç yazımla bu diziyi bitireceğim.


Ünlü Masonlar:


Şimdi önce yurt dışında tanınmış meşhur masonları, daha sonra Türk masonları sıralayacağım. Burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta Mason Locaları asla yaşayan masonları deşifre etmezler. Aynı şekilde mason olan bir kimse asla kendini deşifre edemez. Çünkü masonlar asla anlaşılamayacak , garip, ürkütücü ritüellerle yemin etmiştir ve açıklamasının sonuçlarının kötü olacağını bilir. Dolayısıyla aşağıda okuyacağınız masonlar size oldukça yaşlı gelebilir. Bunlar Locaların açıklamasına izin verilenlerdir. Başka bir ifade ile açıklanmasında mahzur görülmeyenler hatta olumlu bulunan isimlerdir. Göz atalım.


Nobel Ödüllü Masonlar :


Dunant, Jean Henri (1828-1910) 1901 Barış Ödülü

Ducommun, Elie (1833-1906) 1902 Barış Ödülü

Carduccı, Giosue (1851-1925) 1906 Edebiyat Ödülü

Roosevelt, Theodore (1858-1919) 1906 Barış Ödülü

Kipling, Rudyard (1865-1936) 1907 Edebiyat Ödülü

Ostwald, Wilhelm (1853-1932) 1909 Kimya Ödülü

Fried, Alfred (1864-1921) 1911 Barış Ödülü

Richet, Charles (1850-1932) 1913 Tıp Ödülü

La Fontaine, Henri (1854-1943) 1913 Barış Ödülü

Bourgeois, L. Victor Auguste (1851-1925) 1920 Barış Ödülü

Stresemann, Gustav (1878-1929) 1926 Barış Ödülü

Churchill, Winston (1874-1965) 1953 Edebiyat Ödülü


Devlet Başkanları Ve Hükümdarlar :


Almanya Ìmparatoru Wilhelm I (1797-1888)

Hannover Kralı Ernest August (1771-1851)

Prusya Kralı Büyük Friedrich (1712-1786)

Prusya Kralı Friedrich Wilhelm II (1859-1941) Ve 28 Hükümdar

Afganistan: Habibullah Han (1872-1919)

Muhammed Han

Belçika: Leopold I (1750-1865)

Brezilya: İmparator Dom Pedro I (1798-1834)

Bulgaristan: Alexander Von Battenberg (1857-1893)

Java: Peorbohadi Ningrat

Danimarka: Friedrich VI

Christian VII (1786-1848)

Friedrich VII; Christian X (1870-1947)

Fransa: Napoléon I (1769-1821)

Charles X (1757-1836)

Louis XVIII (1755-1824)

Hawai: Kamehameha IV (1779-1874)

Kalakaua I (1836-1891)

Hindistan: Tippu Sahib

Bjalwapur

Hollanda: Louis Bonaparte (1778-1846)

Wilhelm II

Ìngiltere: George IV (1762-1830)

Wilhelm IV

Edward VII (1841-1910)

Edward VIII (1892-1972)

Ìspanya: Joseph Bonaparte (1768-1844)

A. B. D.: Washington (1732-1799)

Monroe (1758-1831)

Jackson (1767-1845)

Polk (1795-1849)

Buchanan (1791-1868)

A. Johnson (1808-1875)

Garfield (1831-1881)

Mckinley ( 1843-1901 )

Th. Roosevelt (1858-1919)

Harding (1865-1923)

F.D.Roosevelt (1882-1945)

Truman (1884-1972)

Nixon (1913-)

L.B. Johnson (1908-1973)

Ford (1913-)

Arjantin: Miranda

AlVear (1868-1942)

Mitre Rivadiva (1780-1845)

Lopez

Urquiza (1800-1870)

Samienti (1811-1888)

Bolivya: Sucre (1795-1830)

Brezilya: Fonesca

Çin: Sun-Yat-Sen (1866-1925)

Çang-Kay-Sek (1887-1975)

Fransa: Carnot Sadi (1837-1894)

Félix Fauré (1841-1899)

Paul Doumer (1857-1932)

Haiti: Boyer(1776-1850)

Hyppolite Petion (1770-1818)

Honduras: Barahona Tosta

Ìsviçre: Borel

Frey (1878-1922)

Furrer (1805-1861)

Lachenal (1849-1918)

Ruchet


Devlet Adamları ve Politikacılar:


A B D.: Ìstiklâl Beyannamesi'ni imza eden 56 kişinin 53'ü

Ìlk kurucu meclisin 55 üyesinden 50'si

Ìlk Kurulan 13 Devletin Bütün Valileri

Washington'un 29 Generalinden 20'si

Washington'un 106 Subayından 104'ü

Almanya: Carolath, Heinrich (1852-1920), Meclis Başkanı

Dönyoff, Ludwig (1742-1803), Prusya Devlet Adamı Ve Mareşal

Görres, Josef (1776-1848), Alman Devlet Adamı

Hardenberg, Karl August (1750-1822) Prusya Dışişleri Bakanı

Haukwitz, Christian (1792-1804) Prusya Devlet Adamı Ve Bakanı

Kaempf, Johannes -1912-1918 yılları arasında Almanya Millet Meclisi Başkanı

Lasker, Eduard (1829-1884) Alman Nasyonal Liberal Partisini Kuran, Yöneten Ve Bismark Politikası'na Karşı Çıkan Politikacı

List, Friedrich (1789-1846) Alman İktisatçısı Ve Milletvekili

Schacht, Hjalmar (1877-1970) Ünlü Alman Maliyecisi

Stein, Henrich Friedrich Karl, Baron Von (1757-1831) Prusya Devlet Adamı, Maliye Bakanı, Köylülerin Kurtarıcısı

Stresemann, Gustav (1878-1828) Alman Halk Partisi Başkanı Ve Başbakan

Fransa: Arago, Emanuel ( 1812-1896) Bakan

Choiseul, Etienne François Duc De (1719-1785) Devlet Adamı

Danton, Georges Jaques (1759-1794) Fransız İhtilâli Önderlerinden

Desmoulins, Camille (1760-1794) Fransız Politika Yazarı Ve Politikacı

Gambetta, Léon (1838-1882) 1870-71'de Paris'i Kurtarmak için Çaba Harcayan Siyaset Adamı Ve Avukat

Guyot, Yves (1843-1927) Sömürgecilikle Savaşan Hürriyet taraftarı Politikacı Ve İktisatçı

La Fayette, Marie Joseph, Marquis De (1757-1834) Fransız Generali Ve Politikacısı. Amerika Kurtuluş Savaşları'na Katıldı

La Rochefoucauld, Fraçois Alexandre, Duc De (1747-; 1827) Fransa'da İlk Tasarruf Sandıklarını Kuran Politikacı

Marat, Jean-Paul (1743-1793) Doktor Ve Fransız İhtilâli'nin İleri Gelen Politikacılarından

Mirabeau, Victor Riqueti, Marquis De (1715-1789)

Mirabeau, Honoré - Gabriel ( 1749-1791 ) Yazar Ve Fransız İhtilâli Hatiplerinden

Louis Philippe D'orleans (1747-1793) 16. Louis'nin Kuzeni

Proudhon, Pierre - Joseph (1809-1865) Sosyalist Filozof Ve Yazar

Robespierre, Maximilien De (1758-1794) Avukat Ve Devlet Adamı


Askerler:


A. B. D.: Austin, Stephen (1793-1836) Özgürlük Savaşı'nda Yararlılığı Görülen General

Dewey, George (1837-1917) Ìspanyol Amerikan Savaşı'nda

Ìspanyol Donanması'nı Yok Eden Amiral

Farragut, David (1801-1870) A.B.D.'nin İlk Amirali

Ìngiltere İle Yapılan Savaşlarda Ün Yapmıştır

Green, Nathaniel (1742-1786) Washington Ordusu Komutanlarından

Lee, Henry (1756-1818) Amerikan Özgürlük Savaşı Generallerinden, Kongre Üyesi

Steuben, Friedrich Von (1730-1794) Büyük Friedrich'in Komutanlarından İken Amerika'ya Gitmiş Ve Washington Ordusu'nu Organize Etmiştir

Almanya: Blücher, Gebhard Leberecht, Wahlstadt Prensi (1742-1819), Waterloo, Feldmareşal

Gneisenau, August Neldhart, Kont (1760-1831) Von Blücher'in Kurmay Başkanı

Kleıst, Friedrich Heinrich Ferdinand, Nollendorf Kontu (1762-1823) Nollendorf Savaşı'nda Fransızları Yenen General

Scharnhorst, Gerhard (1755-1813) Prusya Ordusu'nu Organize Eden General, Genel Kurmay Başkanı

Tirpitz, Alfred Von (1849-1929) Alman Büyük Amirali, Alman Savaş Donanması kurucusu

Wegner, Adalbert (1848-1916) 1. Dünya Savaşı'nda Kowno Kalesi Komutanı

Güney Amerika: Bolivar, Simon (1783-1830) Birçok Güney Amerika Ülkesi'nin Kurucusu. Bolivya Devleti O'nun Adını Almıştır

Cezayir: Abdülkadìr (1808-1883) Kuzey Afrikalı Arap Emiri, Fransa'nın En Cesur Düşmanlarından Biri. Savaşlarda Daima İnsanlığını Göstermesi İle De Tanınmıştır

Çek Cumhuriyeti: Stefanik (1880-1919) Astronom 1. Dünya Savaşı'nda Gönüllü Olarak Çek Lejyonu'na Girmiş Ve Önder Olmuştur. Çek Cumhuriyeti'nin Kuruluşunda Savunma Bakanı.

Fransa: Beauharnais, Vicomte Alexandre De (1760-1794) Ren Ordusu Komutanı, General

Beauharnais, Eugène De (1781-1824) Napolyon'un Üvey oğlu Ìtalya'da Kral Naibi olmuştur

Bernadotte, Jean (1763-1844) Napolyon'un Mareşallerinden. ÍsVeç Krali oldu (Charles XIV)

Joffre, Joseph (1852-1931) Fransız Mareşali. 1916'ya kadar Fransız Orduları Başkomutanı

Massena, André, Duc De Rivoli, Prince D Esslin 1758- 1817) Napolyon'un Ünlü Komutanlarından, Mareşal


Bilim Adamları:


A. B. D.: Franklin, Benjamin (1706-1790) Paratoneri bulan Amerikalı Devlet Adamı Ve Fizikçi

Almanya: Brugsh Paşa (1827-1894) Ejiptolog

Fichte, Johann Gottlieb (1762-1814) Jena'da Profesör Ve Filozof

Klaproth, Martin Heinrich (1743-1817) Titanium Ve Uraniumu Bulan Kimyacı

Schliemann, Heinrich (1822-1890) Ìlk Arkeologlardan, Troya'yı Kazan Kişi

Fransa: Alembert, Jean, Le Rond D'(1717-1783) Fransız Yazar, Filozof Ve Matematikçisi

Arago, François (1786-1853) Fransız Fizikçi Ve Astronomu

Condorcet, Antoine Caritat, Marquis De (1743-1794) Fransız Matematikçi, İktisatçı Ve Filozof

Diderot, Denis (1713-1784) Fransız Ansiklopedistlerinin Temeli, Hürriyet Fikri'nin Yayıncısı, Filozof

HelVetıus, Claude, Adrien (1715- 1771) Fransız Filozofu Ve Ansiklopedisti

Lalande, Joseph - Jérome Lefrançois De (1732-1807) Fransız Astronumu

Littre, Emil (1801-1881) Fransız Filozofu Ve Ünlü Lügat Yazarı

Montesquieu, Charles De Secondat, Baron De La Brede Et De, (1689-1755) Fransız Yazarı Ve Filozofu

Montgolfier, Etienne (1745-1799) Kardeşi İle Birlikte İlk Sıcak Hava Balonu'nu Bulan

Ìngiltere: Gibbon, Edward (1737-1794) Ìngiliz Tarihçi Ve Yazarı

Ìtalya: Baccelli, Guido (1832-1916) Büyük Ìtalyan Fizikçisi.

Romagnosi, Giovanni (1761-1835) Ìtalyan Hukuk Bilgini Ve Ünlü Filozof

Villari, Pasquale (1827-1917) Ítalyan Tarihçisi

Vivante, Cesare (1855-) Üniversite Profesörü

Doktorlar ve Doğa Bilimciler :

A. B. D.: Mayo, Charles (1865-1939) Ünlü Mayo Kliniği'ni Kuran Ve Tıbbî Araştırmalar İçin Bir Buçuk Milyon Dolar Bağışlayan Amerikalı Cerrah

Ìngiltere: Jenner, Edward (1749-1823) Çiçek Aşısı'nı Bulan Ve İlk Defa Uygulayan Doktor


Şairler ve Yazarlar :


A.B.D.: Twain, S. L. Clemens, Mark - Denir (1835-1910)

Almanya: Goethe, Wolfgang (1749-1832)

Herder, Johann Gottfried Von (1744-1803)

Iffland, August Wilhelm (1759-1814)

Kleist, Heinrich Von ( 1777-1811 )

Schlegel, Wilhelm (1767-1845)

Wieland, Christoph - Martin (1733-1813)

Fransa: About, Edmond (1828-1885)

Beaumarchais, Pierre - Augustin Caron De (1732-1799)

Chenier, André ( 1762-1794)

Gautier, Théophile (1811-1872)

Nerval, Gérard De (1808-1855)

Prost, Marcel (1862-1941)

Mendes, Catulle (1841-1909)

Stendal, Henri Beyle (1783-1842)

Voltaire, François - Marie Arouet (1694-1778)

Ìngiltere: Doyle, Arthur Conan (1859-1930)

Kipling, Rusyard (1865-1936)

Scott, Walter (1771-1832)

Swift, Jonathan (1667-1745)

Dickens, Charles (1812-1870)

Ìspanya: Blasco Ibanez, Vicente (1867-1928)

Ìsviçre: Dunant, Henri (1828-1910)

Ìtalya: Alfieri, Vittorio (1749-1803)

Manzoni, Alessandro (1785-1873)

Carducci, Giosue (1835-1907)

Rusya: Puşkin, Alexandre (1799-1837)

Tolstov, Leo (1828-1910)


Müzisyenler:


A.B.D.: Berlin, Irving (1888 - )

Cadman, Charles Wakefeld (1881- )

Sousa, Johnn, Philipp ( 1856 - )

Almanya: Abt, Franz (1819 -1885)

Damrosch, Leopold (1832-1885)

David, Ferdinand (1810-1873)

Dörffel, Alfred (1821-1905)

Gleitz, Karl (1862-1920)

Kayser, Philipp Christoph (1755-1823)

Lindpaitner, Peter Joseph (1791-1856)

Litolff, Henry Charles (1818-1891)

Loewe, Carl (1796-1896)

Lortzing, Gustav Adolf (1801-1851)

Naumann, Johann Gottlieb (1741-1801)

Neefe, Christian Gottlieb (1748-1798)

Reichardt, Johann Friedrich (1752-1814)

Reissiger, C.G. (1798-1859)

Romberg, Andreas ( 1767-1821 )

Scheibe, Johann Adolf (1708-1776)

Schneider, Johann Christian Friedrich (1786-1853)

Schneider, Johann Gottileb (1809-1864)

Speyer, Wilhelm (1790-1878)

Spohr, Ludwig (1784-1859)

Stegmann, Karl David (1751-1826)

Tschirch, Wilhelm (1818-1892)

Wilhelm, Karl (1815-1873)

Avusturya: Brüll, Ignaz (1846-1907)

Haydn, Franz Joseph (1732-1809)

Hummel, Johann Nepomuk ( 1778-183 7)

Mozart, Leopold (1719-1787)

Mozart, Wolfgang Amadeus ( 1756-1791 )

Belçika: Benoit, Peter Léonard Léopold (1834-1901)

Campenhout, François Van (1779-1848)

Sevais, Adrien François (1807-1886)

Vieuxtemps, Henri (1820-1881)

Çek Cumhuriyeti: Kocian, Jaroslav (1884 - )

Nedbal, Oscar (1874-1930)

Danimarka: Berggreen, Andreas Peter (1801-1880)

Lassen, Eduard (I830-1904)

Finlandiya: Sibelius, Jean (1865-1957)


Plastik Sanatlar ve Resim:


Almanya: Chodowiecki, Daniel (1726-1801)

Corinth, Lovis (1858-1925)

Natter, Joh. Lorenz (1705-1763)

Belçika: Dillens, Adolphe (1821-1877)

Godecharles, Guillome (1750-1835)

Lens, André-Corneille (1739-1822)

Danimarka: Thorwaldsen, Bertel (1770-1844)

Fransa: Bartholdi, Frederic Auguste (1834-1904)

Boucher, François (1703-1770)

David, Jacques Louis (1784-1825)

Greuze, Jean Baptiste (1725-1805)

Houdon, Jean-Antoine (1741-1828)

Millet, Jean-François (1814-1875)

Moreau, Jean-Michel (1741-1814)

Prudhon, Pierre-Paul (1758-1823)

Vernet, Joseph (1714-1789)

Viollet-Le-Duc, Eugène (1814-1879)

Ìngiltere: Bell, Andrew ( 1726-1809)

Hogarth, William (1697-1764)

Sandby, Thomas (1721-1798)

Ìtalya: Bartolozzi, Francesco (1728-1813)


Sinema Sanatçıları :


Douglas Fairbanks

Harold Lloyd

Oliver Hardy

Peter Sellers

Clark Gable

John Wayne




Bazı Ünlü Türk Masonlar :


Devlet Adamları ve Politikacılar:


33.Osmanlı Padişahı V.Murad,

Şehzade Kemalettin Efendi,

Şehzade Nurettin Efendi,

5.Murad’ın Başmabeyincisi Ahmet Seyid,

Sadrazam Koca Mustafa Reşit Paşa,

Sadrazam Âli Paşa,

Sadrazam Keçecizade Fuat Paşa,

Sadrazam Tunuslu Ethem Paşa,

Sadrazam Hayrettin Paşa,

Sadrazam Mithat Paşa,

Sadrazam Ahmet Vefik Paşa,

Sadrazam İbrahim Hakkı Paşa,

Sadrazam Talat Paşa,

Maliye, Maarif ve Evkaf Nazırı M.Raşit Arer,

Bahriye Nazırı Cemal Paşa,

Maliye Nazırı Cavit Bey,

Maliye Nazırı Tevfik Bey,

Hariciye Nazırı Ahmet Nesimi Sayman,

Nafia Nazırı Ali Münif,

Posta Nazırı Kirkor Agaton,

Devlet Adamı ve Yazar Ethem Pertev Paşa,

Devlet Adamı ve Musikişinas Prens Mehmet Abdülhalim Paşa, Prens Aziz Hasan Paşa,

Devlet Adamı ve Şair Süleyman Asaf,

Şam Valisi ve Abdülhamid’in Damadı olan Damat Ahmet Nami Bey,

Ankara Valisi Reşit Paşa,

İttihat ve Terakki Fırkası Umumi Katibi Mithat Şükrü Bleda,

Maliye Müsteşarı Faik Süleyman,

Hürriyet Kahramanı Resneli Niyazi,

Cumhurbaşkanı Celal Bayar

Büyük Millet Meclisi Reisi Kazım Özalp,

Başbakan Hasan Saka,

Başbakan Suat Hayri Ürgüplü,

Adalet Bakanı Mümtaz Ökmen,

Başbakan Yardımcısı Akif İyidoğan,

Dışişleri Bakanı Bekir Sami Daça,

Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras,

Dışişleri Bakanı Selim Sarper,

İçişleri Bakanı Mehmet Cemil Uybadın,

İçişleri Bakanı Şükrü Kaya,

Adalet Bakanı Hasan Menemencioğlu,

Milli Eğitim Bakanı Vasıf Çınar,

Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati,

Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel,

Milli Savunma Bakanı Münir Birsel,

Milli Savunma Bakanı Hulusi Köymen,

Tarım Bakanı Reşat Muhlis Erkmen,

Çalışma Bakanı Mümtaz Tarhan,

Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşe,

Ticaret Bakanı Ahmet Dallı,

Bakan, Milli Emniyet Başkanı Celal Tevfik Karasapan,

Atatürk'ün Yaveri, Bolu Milletvekili Cevat Abbas Gürer,

İstanbul Valisi Prof. Fahrettin Kerim Gökay

Başbakan Süleyman Demirel

Başbakan Bülent Ecevit

Başbakan Mesut Yılmaz


Askerler :


Humbaracı Ahmet Paşa (Comte de Bonneval),

İngiliz Amirali ve Türk Müşiri olan Hobart Paşa,

Abdülaziz’in Başmabeyincisi Namık Paşazade Hüseyin Cemil Paşa,

Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa,

Müşir Fuat Paşa,

Cihan Harbi'nde Kafkas Cephesi'nde şehit olan Hüseyin Hüsnü Paşa,

Birinci Ordu Komutanı Ali İhsan Sabis Paşa,

Jandarma Genel Komutanı Ali Remzi Yiğitgüder Paşa,

Hava Kuvvetleri Komutanı Zeki Doğan Paşa,

Münakalat Vekili Yümni Üresin Paşa,

Yüksek Şura Üyesi Eşref Manas Paşa,


Bilim Adamları :


Bilgin ve Devlet Adamı Mehmet Tahir Münif Paşa,

Tıp Doktoru Dr.Antranik Gırcikyan Paşa,

Ülkemizde yeni eğitim yöntemlerini getiren Selim Sabit Efendi,

Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun kurucularından Mehmet Ali Baba,

Sözlükçü, Yazar Hüseyin Kazım Kadri,

TTK Başkanlığı yapmış olan Hasan Cemil Çambel,

İktisat Profesörü Mustafa Zühtü İnhan,

Tıp Profesörü Neşet Ömer İrdelp,

Coğrafya Profesörü Faik Sabri Duran,

Psikoloji Profesörü Mustafa Şekip Tunç,

İTÜ Rektörü Mustafa İnan,

Tıp Profesörü M.Kemal Öke,

Eğitimci, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Hayrullah Örs,

Hukuk Profesörü Vasfi Raşit Sevig,

Tıp Profesörü, Rektör ve daha sonra milletvekilliği de yapmış olan Besim Ömer Akalın,

Tıp Profesörü Niyazi İsmet Gözcü,

Fen Fakültesi Dekanı Hüseyin Hamit,

Rektörlük de yapmış olan Profesör Mustafa Hulki Erem,

Y.Müh., Rektör Suphi Kamil,

Ord.Prof.Dr. Burhanettin Toker,

Fizik Profesörü Salih Murat Uzdilek,

Ord.Prof.Dr. Fahri Arel,

Prof.Dr.Muzaffer Şevki,

Matematik Profesörü, Dekan Kerim Erim,

Müzikolog Cevad Memduh Altar,

Tıp Profesörü ve Rektör Kazım İsmail Gürkan,

İktisat Profesörü Mehmet Ali Özeken,

İktisat Profesörü Hazım Atıf Kuyucak

Tarih Profesörü ve TTK Başkanı Enver Ziya Karal


Şairler ve Yazarlar:


Gazeteci ve Yazar Şinasi,

Şair ve Devlet Adamı Ziya Paşa,

Gazeteci ve Yazar Teodor Kasap,

Büyük Vatan Şairi Namık Kemal,

Tiyatrocu ve Yazar Güllü Agop,

Yazar Mehmet Emin Bey,

Yazar ve Gazeteci Ahmet Rasim,

Lügatçı ve Yazar Diran Kelekyan,

Milli Şair Mehmet Emin Yurdakul,

Yazar ve Filozof Rıza Tevfik,

Yazar ve Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın,

Yazar ve Sosyolog Ziya Gökalp,

Şair ve Noter Mithat Cemal Kuntay,

Yazar ve Gazeteci Ahmet Emin Yalman,

Yazar ve Öğretmen Reşad Nuri Güntekin,

Yazar ve Gazeteci Agah Sırrı Levent,


Sanatçılar:


Müzisyen Şükrü Şenozan,

Ressam Ali Sami Boyar,

Ressam Nazmi Ziya Güran,

Ressam, GSA Müdürü Namık İsmail,

Sahne Sanatçısı Behzat Butak,

İ.Galip Arcan,

Karikatürist Ramiz Gökçe,

Opera Sanatçısı Nurullah Şevket Taşkıran,

Müzisyen Mesut Cemil Tel,

Piyanist Mithat Fenmen,

Sinema Sanatçısı Ayhan Işık,

Orkestra Şefi Orhan Tanrıkulu,

Heykeltraş Haluk Tezonar,

Sinema Sanatçısı Zeki Alasya

Sinema Sanatcısı Edis HUN

Oyuncu Tamer Karadağlı (Davet edildi, sonuçlanmadı)

Sanatçı Özdemir Erdoğan(Kendi isteği ile ayrıldı)

Piyanist Tuluyhan Uğurlu


Din Adamları :


Şeyhülislam Musa Kazım Efendi,

Şeyhülislam İzzettin Efendi,

Şeyhülislam Hayri Efendi,

Berlin Sefareti Baş İmamı Mustafa Hafız Şükrü,

Sefaret İmamı Haşim Veli,

Müderris Mahmut Esad Efendi,


Eğitimciler:


Muvaffak Benderli,

Yontov Garti,

Hikmet Gürtav,

Mehmet Ali Kırca,

Celal Öget,

Halit Sarıkaya,

Ali Teoman


Ayrıca:


Üstad Cemil Sena, Nafiz Enen, Hürriyet Gazetesi’nin eski sahibi Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde başdanışmanı olan Prof. Dr. Bozkurt Güvenç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı Nail Güreli, 27 Mayıs 1960’tan sonra oluşturulan devrim hükümetinde sanayi bakanlığı yapan, Türk Eğitim Vakfı kurucularından Şahap Kocatopçu, M. Ali Berkman, yazar Oğuz Atay’ın hocası Mustafa İnan, Bütün Türkiye dergisinin yazarı ve Türkçe Kur’an-ı Kerim’i hazırlayan Osman Nebioğlu, Vakko’nun sahibi Vitali Hakko, Topkapı Sarayı Müzesi eski Müdürü Hayrullah Örs, Roma hukuku Profesörü Ziya Umur, yazar İskender Ohri, emekli Amiral Burhanettin Erinkul, Şanar Yurdatapan’ın kuzeni Can Arpaç, Star TV’nin ilk genel müdürü Yekta Okur.



Atatürk ve Masonlar


Peki tüm bu açıklamalardan sonra acaba her konuda yol göstericimiz, temel kriterimiz olan Türk’ün Atası’nın Masonlara bakışı nasıldı? Ülkesinin aydınlık geleceği için, kariyerinin en parlak çağında tüm istikbal beklentilerini elinin tersi ile iten, tüm askerlik yaşantısı muharebe meydanlarında geçen Gazi Kemal masonlar hakkında ne düşünüyor?


Okuyalım.


Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sevmediği iki zümre vardı. Birincisi DÖNMELER(yani dininden dönen müslüman olan ve sadık olmayan kalles grup)ör:ittahat terakki cemiyeti , ikincisi de MASONLAR'dı.

Bir gün eski Adliye Vekili (Bakanı) Mahmut Esat Bozkurt'u çağırdı. Kendisine Masonların taksimat, teşkilat ve ahvalini (durumunu) bildirir bir kitap verdi.


- “Bunu güzelce mütalaa et (incele), bir takrirle (anlatım) Halk Partisi Grup Başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli bir hücum yap ve grupça kapanmasına delalet (işaret) et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır.” dedi.


Grup günü Mahmut Esat Bozkurt riyaset (başkanlık) makamına bir takrir verdi ve takririn okunmasını reisten rica etti. Katip takriri okudu. Grup dinledi. Özet olarak şöyle idi:


“Biz tarikatları kapattık, Masonluk ta kökü dışarda bir Yahudi tarikatından başka bir şey değildir. Memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım.”

Ve söz istedi, kürsüye gelerek takririni gayet veciz olarak izah etti.

Meclisteki Masonları bir telaş aldı. Özellikle sözcüleri Şükrü Kaya çok rahatsız olmuşa benziyordu.

Şükrü Kaya Masonluğun bir hayır (!) müessesesi olduğunu kürsüden söylediği zaman grubun hemen bütün üyeleri yüzüne haykırdılar.


“Hayır eserleri dediğiniz nedir, birisini gösterebilir misiniz? Yalan söylüyorsun, in aşağı! dediler. Mahmut Esat ise masonluğun kökü dışarda, gizli, memleket ve millet için muzur bir tarikat olduğunu ve her yerde umumi reislerinin yani meşrik-i azamlarının (Büyük Üstat) YAHUDİ olduğunu bir çok vesikalarla ispat etti.


Şükrü Kaya, Kazım Özalp, Mazhar Germen son çare olarak konuyu Katib-i umumi Recep Peker'e getirmekte buldular. Ve salonda oturan Recep Peker'in etrafını alarak yalvarmağa başladılar. Gruptaki hava çok elektrikli idi. Heyecan son haddini bulmuş, her taraftan

-“KAPATALIM!” sesleri yükseliyordu. O esnada Recep Peker söz istedi ve kürsüye gelerek:

-“Arkadaşlar, çok mühim bir işin üstündeyiz, müsaade buyurun, bu işi bir defa da devlet reisine götürelim, onun da reyini alalım, gelecek hafta bugün tekrar huzurunuza getireceğim” dedi.

Bu söz gurup tarafından onaylandı ve mesele gelecek haftaya kaldı. Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi:

-“Arkadaşlar; bugünden itibaren Türkiye'de Masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır”.


Salonda bir kıyamettir koptu, alkışlar, bağırmalar ve KAHROLSUN YAHUDI USAKLARI! sesleri tavanları çınlatıyordu.

Şükrü Kaya ile arkadaşları ortadan sırra kadem basmışlardı. Grup dağıldıktan sonra doktor Mim Kemal'i öne katarak meclisteki Masonlar toplu olarak Reisicumhura gitmişlerdi.


Mim Kemal, Reisicumhura hitaben:

-“Efendim biz zaten maiyet-i devletinizdeyiz, fakat siz meşrik-i azamımız olursanız biz pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız” dedi. Reisicumhur;


-“Peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz. Siz Avrupa’da hangi locaya bağlısınız ve metbuunuzun (reis) ismi nedir?”

-“Biz Cenova'ya tabiiz ve reisimiz de BARCA MISON Cenaplarıdır” diye cevap verdiler. Bunun üzerine küplere binen MUSTAFA KEMAL PAŞA onlara hitaben:


HAYDİ DEFOLUN BURADAN, CEHENNEM OLUN GİDİN, YAHUDI UŞAKLARI!çIFITLAR Benim milletim bana kahraman sıfatını verdi, ben sizin gibi, bir çıfıt yahudiye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye'deki bütün localarınızı kapatmadığınız takdirde yarın teşkil edeceğim divan-ı harbi örfi'ye hepinizi verir ve astırırım! Haydi defolun karşımdan! “ diyerek onları kovdu.


Onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti İstanbul, İzmir ve Adana'ya bildirdiler ve sabah olmadan hepsinin kapanma kararlarını getirip henüz sofrasından kalkamayan reisicumhura verdiler.

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ATATÜRK bu suretle bütün MASON localarını kapattı.


İsmet Paşa'nın cumhurbaşkanlığı sırasında “kanun-u mahsusla localar kapanmadı” diye Masonların müracaatı üzerine tekrar localar açılıp faaliyete başladılar.


Ve 1952 de ise Atatürkçü geçinen ve onunla iftihar eden CELAL BAYAR , Ahmet Gürkan'ın teklif ettiği ve Mason Localarının kapatılmasını istediği kanun teklifini red ederek işi resmileştirdi.



SONUÇ:


Nereye Kadar?


Vebanın tohumlarının atıldığı günden bu gün kadar, 9 kişilik bir örgütken bugün milyarların kaderini elinde tutan, finans, medya, sanat ve bilim dünyasını sürekli manüpule eden, devlet kuran, devlet yıkan, onların yönetim mekanizmalarıyla oynayan, savaşlar icat eden, sonra savaşanlara silah satan, sonra da silah satın aldığı için o ülkeyi cezalandıran siyonizm-masonluk; adinin adisi bir gizli organizasyonlar yumağı haline gelmiştir.


Millet, devlet ve din kavramlarının hiçe sayıldığı, tek egemen erkin küresel finans ve kendi uyduruk tanrılı dinlerinin olduğu Siyonizm, 20. yüzyılda altın çağını yaşamıştır.


Böyle bir çağı yaşamasının en önemli sebebi uluslararası gizli örgütler vasıtasıyla kurmuş oldukları saltanattır. Bu saltanatı kurmalarına imkan sağlayan en önemli etken ise dünya finans kaynaklarına hakim olmalarıdır. Özellikle Ortaçağ Avrupa'sında finansman ve faizle, borç verme yoluyla siyasi platformda da önemli işler çevirmeyi başarabilmişlerdir. Rockefeller ve Rothschild ailelerinin yürüttüğü faaliyetler bundan dolayı önem arz etmektedir.


Fakat uluslararası siyonizmin siyasi mekanizmada sultasını kurması için şartları hazırlayanlar sadece bunlar değildir. Bunlar sadece isimleri birçok yerde öne çıkan iki önemli aile. Bunların dışında daha pek çok yahudi aile para kaynaklarına hükmetmek suretiyle siyasi mekanizmayı etkileme imkanı elde edebilmiştir.


Fakat dünyada hiç kimsenin, ailenin ve grubun sultası ebedi ve kalıcı değildir. Yirmibirinci yüzyılın başlangıcından itibaren siyonizmin sultası da bir çöküş dönemine girmiştir. İlk bakışta siyaset meydanında hala ABD vasıtasıyla uluslararası siyonizmin ve onun kontrol ettiği global organların hüküm sürdüğü görülmektedir.


Ancak bu örgütlerin artık eski etkinliklerine sahip olmadıkları aşikardır. Örneğin Bilderberg'in önemli kabul ettiği üyeler bazen ülkelerinde ciddi soruşturmalara tabi tutulabiliyorlar. Bu grubun toplantılarına katılmalarından dolayı siyaset meydanlarında parlayacakları sanılan kişilerin hiç de parlayamadıkları, gölgede kaldıkları müşahede ediliyor. Ayrıca özellikle entelektüel kesim bu örgütleri bugün düne nispetle biraz daha yakın takibe almış durumdadır. Gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında üstün ahlaki değerlere inanan kesim ise siyonizmin tarih boyunca insanlık için bir tehdit ve tehlike olduğunu görmüştür.


Dolayısıyla söz konusu örgütlerle siyonizm bağlantısı kendilerini rahatsız etmektedir. Bu rahatsızlık zaman içinde daha da artacaktır. Yalnızca ülkemizdeki uyanış değil Batı'daki entelektüel kesimden de birçoklarının söz konusu örgütlerin faaliyetlerinden rahatsız olduklarını belli ettiklerine şahit oluyoruz. Bu rahatsızlık söz konusu örgütlerle irtibatlı kişilerin siyaset meydanlarında biraz daha çekingen hareket etmelerine sebep olacaktır. Ayrıca bu konuda kitlelerin biraz daha bilinçlenmesi durumunda, kitleler siyasi tercihlerinde söz konusu örgütlerle irtibatı bir eksi puan olarak kabul edeceklerdir. Tıpkı yurdumuzda olduğu gibi.


Burada vurgulanması gereken önemli bir husus da, Gizli Dünya Devleti'ni yönlendiren mekanizmaların çoğunun bugün ABD merkezli çalışmalarının dikkat çekmesidir. Bu durum karşısında ABD ile ilişki halindeki ülkeler veya bloklar o mekanizmalara mesafeli durmayı ve yaklaşmak zorunda kalınca da şüpheli yaklaşmayı tercih ediyorlar. Özellikle 11 Eylül olaylarından sonra ABD'nin tek merkezli bir dünya otoritesi oluşturma çabası içine girmesi ve bu çabanın arkasında da sözü edilen Gizli Dünya Devleti'ne yön veren global örgütlerin bulunması, bu örgütler karşısında ihtiyatın biraz daha artırılması ihtiyacını doğurmuştur.


Bugün Gizli Dünya Devleti'nin geleceğini tehdit eden en önemli gelişme toplumlardaki özellikle doğulu toplumlardaki bilinçlenmedir. Bu yüzden de Orta-Doğu, Asya kökenli halklarla, İslami oluşumlar yeni düşman olarak ilan edilmiştir. Çin endüstrisinin çeşitli spekülasyonlarla zincirlenmeye çalışılması, başta ülkemiz olmak üzere gelişmekte olan toplumlarda, mesela Latin Amerika toplumlarında suni problemler yaratılması bu kapsamda incelebilir. Bu bilinçlenmenin yıpratılması amacıyla yoğun bir anti-propaganda faaliyeti yürütülmektedir. Bu anti-propaganda faaliyetinde de ağırlıklı olan günümüz toplumlarının en çok nefret ettiği olgu durumundaki terör olgusundan ve terör kavramından yararlanılmaktadır. Bu konudaki propagandaların etkili olabilmesi için zaman zaman provokasyon amaçlı terör eylemleri de düzenlenebilmektedir. Hatta 11 Eylül saldırılarının bu tür bir saldırı olacağı, o olayı yakın takibe alanların büyük bir çoğunluğunun zihinlerinde oluşmuş tereddüttür. Birçokları bu tereddütlerini haklı kılan gerekçeler de ortaya koymuşlardır.


Hatta son zamanlarda Türkiye’de meydana gelen mason localarıyla ilgili skandalların, her zaman siyonist-mason kontrolünde olduğunu bildiğimiz belli medya grupları tarafından dahi gizlenmemiş-gizlenememiş olması toplumumuzun bu konudaki bilincinin gelişmesinin ve bahsedilen sultanın çöküş sürecine girmesinin bir tezahürü olarak algılanabilir.


Eski Büyük Üstat Kaya Paşakay artık Türkiye’de masonluğun bitme noktasına geldiğini söyleyerek “ Masonluk battı, bitti artık, loca karıştı.İnsanlar ayrılmak istiyor. Herkes ayaklanmış halde.” demiş ve bulundukları ortamı tasvir etmiştir.


Sonuç olarak Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler; evet masonik gizli örgütlerin dünyayı yönetme hadisesi tüm çıplaklığı ile bir gerçektir. Toplumlar için veba olarak nitelendirdiğimiz bu gerçek haftalardır arz etmeye çalıştığım gibi tüm dünyayı ve ülkemizi de tehdit etmektedir. Ancak ülkemizdeki milli uyanış bu tehdidin önündeki en büyük engeldir aynı zamanda. Tıpkı Milli Mücadele savaşçıları gibi, ülkesinin menfaatlerini kendi menfaatlerinin önünde gören Türk insanı bu tehlikeyi de bertaraf etmesini bilecektir.

Yeter ki tek kriterimiz Atatürkçü Düşünce Sistemi meşalesinin aydınlattığı yolda, el ele, kol kola birbirimize destek vererek ilerlemesini bilelim. Yeter ki Yeniden Türklük Bilincini; bayrağımızın dalgalandığı her yerde, hatta tüm Türk Dünyasında hakim kılalım ve hatta Atamızın da yaptığı gibi mazlum devletlere de örnek olacak çözümler üretebilelim.


Gelecek tarihini bilen, Türklük bilincine ulaşmış, ecdadının yaptığı hatalardan ders çıkarmış, ancak ecdadıyla da övünen, donanımlı Türk Gençliğinin olacaktır.Surda bir delik açabildikse ne mutlu bize.


Saygıyla…



İleri Tetkik İçin Bazı Bağlantılar:


http://www.mason.org.tr/unlutr.htm

http://www.mason.org.tr/unluler.htm

http://www.masonicinfo.com/famous1.htm

http://dunyadinleri.com/tapinak.html

http://www.hermetics.org./Tapinakcilar.html


ATATÜRK MASON MUYDU?


Hakan Yılmaz ÇEBİ -Nokta Kitap Yayınları


Cumhuriyet öncesi Osmanlı masonluğuna kısa bir bakışla, Atatürk’ün masonlara bakış açısı, Atatürk’ün Mason Locasını ziyareti, Atatürk’ün mason olup olmadığı, masonlar hakkındaki düşünceleri, Mason localarını kapattırması, Ata’nın ebediyete intikalinden sonra “biraderlerin” yeniden teşkilatlanma çabaları, devrin etkili yetkililerinden gördükleri himayeler ve daha fazlası…


Kitaba göre, çocukluğundan itibaren, Selanik, Makedonya ve Manastır’da yoğun faaliyette bulunan masonları tanıma fırsatı bulan Atatürk’e bir dönem bazı arkadaşları tarafından masonlaştırılmak üzere çengel atılmış ancak O kökü dışarıda olan, bilinmez kaynaklarla beslenen ve milli, özgürlükçü ve lider karakterine uymayan bu oluşumun mensubu olmayarak, uygun koşulları beklemiş, sonuçta faaliyetlerini feshettirmiş.


Atatürk bir dehaydı masonların icine oların istekleri üzerine girmis fakat onları sabote etmistir.Nedenmi yıl 1935 mason locaları kapatılıyor baslıklı haber cumhuriyet gazetesinin mansetine bomba gibi düserBu habere kimse anlam veremez isin aslı daha sonra anlasılır, bu locaları kapattıran hiç şüpesiz dönemin cumhurbaskanı mustafa kemal ATATÜRKTEN baskası degildir.


İlginç, ilginç olduğu kadar vurucu bir kitap. Edebi dilden uzak, bütüne bakıldığında anlamlı ama ara bağlantıları iyi yapılamamış yine de her Türk’ün kitaplığında olması gereken bir kitap.


Saygıyla...





DÜNYA KOMPLOSU




0 yorum:

MESAJ

(*_*)

BU SAYFAYI HERKESLE PAYLAS

Bookmark and Share
 


Eski Günler - Templates Novo Blogger 2008