BU SAYFAYI HERKESLE PAYLAS

Bookmark and Share

ERGENEKON BELGELER DEVAMI





Ergenekon’un temel belgesi 6


Yarar sağlamayan ajanlar öldürülecek

Belgenin en ürkütücü bölümü, varlığından sadece başkanın haberdar olacağı “Kontrol Dairesi” ile ilgili. Bu dairenin personeli tercihen “merhametsiz” özel kuvvetler görevlilerinden oluşacak. Dairenin ilk görevi operasyon sırasında temizleme ve ortadan kaldırma işlemlerinden doğacak sorunları çözmek. İkinci görevi ise davaya ihanet eden ve yarar sağlamayan ajanları öldürmek

YÖNETİCİ VE AJANLAR MESAFELİ OLACAK • “Bu ünitelerin komutan ve başkanları, birbirlerini tanımalarında hiç bir sakınca olmamakla birlikte, birbirlerinin görev ve sorumluluk alanlarını bilmemeleri esası, Ergenekon’a istihbarat örgütleri içinde ayrıcalıklı bir özellik ve güvenlik kazandıracaktır. Bu 6 ünitede görev alacak ajanlar, kendi bölümlerinin komutan ve başkan asistanları dışında diğer üniteler ve personel ile hiç bir şekilde irtibat kuramamalıdır. Örgütün üst düzey yöneticileri ile personel ve ajanlar arasında mutlak mesafe olmalıdır. Aksi halde başarısız bir operasyon sonucunda üst düzey yöneticilerinin korunması sağlanamayacağı gibi, örgütün kendisi riske atılmış olur ve örgütün imajı korunamaz.
Üniteler arasında enformasyon değerlendirmesinde ayrıcalık tanınabilecek tek bölüm, ‘Operasyon Dairesi Komutanlığı’dır. Çünkü elde edilecek enformasyon analiz ve değerlendirilmesinde gerektiği hallerde katkısı olabilir.”

YAKALANAN AJANLAR ÖLDÜRÜLECEK • “Bu dairenin varlığından Ergenekon Örgütü Başkanı/Komutanından başkaca hiç kimsenin bilgisi olmaması kesin bir gerekliliktir. Operasyonlarda yer alması zorunlu olan dairede yer alan ajanların ilk görevi; operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları çözümlemektir.

ÖRGÜTÜN TEMİZLİKÇİLERİ • İkinci bir görevleri, karşı istihbarat örgütlerine geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi bir ajanı öldürmektir. Bir ajanın sonu başlangıcında olduğunun ilk işareti, örgüte ve ajanlarına karşı sorumluluk alanında yarar sağlamaya başladığı süreçtir.”

AJANLAR TSK BÜNYESİNDEN SEÇİLECEK • “Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlaka Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden seçilmelidir. Bu ajanlar merhametsiz olmalı ve bağımsız görev yapabilmelidir. Emirleri doğrudan Ergenekon Komutanı’ndan almalıdırlar, üst yöneticiler ve örgüt personeli ile ajanları tarafından bilinmemelidirler.”

Ergenekon’un temel belgesi 7

Yabancı bankalardaki hesaplar boşaltılacak

Belge örgütün üretim tesislerine, ticari holdinglere ve bankalara doğrudan ve mutlak sahip olması gerektiğini söylüyor. Başka şirketlere sızıp hacker’lar eliyle bunların banka hesaplarının içeride ve dışarıda boşaltılmasını, naylon şirket kurup işleri bittiğinde personelin ortadan kaldırılmasını öneriyor

BANKALARA SIZMAK LAZIM • Ergenekon’un “yeniden yapılandırma” planında örgüte finansal kaynak sağlanması için yapılması gerekenler sıralanıyor. Planda, banka hesaplarıyla oynama, naylon şirketler kurma ve Hazine arazilerinden yararlanmaya kadar çok sayıda madde sıralanıyor:

BANKA HESAPLARIYLA OYNANACAK • “Daha önce söz ettiğimiz nedenlerden ötürü hükümetler istihbarat örgütlerine finansal kaynak sağlamaktan hiç hoşlanmazlar. Bu nedenle istihbarat örgütleri finansal kaynaklar, yaratmak zorundadırlar.

Güçlü bir istihbarat örgütlenmesi, enformasyon toplanması, değerlendirilmesi, operasyonlar düzenlenebilmesi için istihbarat örgütlerinin çok güçlü finansal desteğe ihtiyacı olduğu gibi ekonomi/politiği kontrol edebilmesi için de finans dünyasını kontrol altında tutabilmesi zorunludur.

Finansal kaynaklar yaratılabilmesi için, orta ve büyük ölçekli A.Ş. yapılanmasındaki şirketlerden yararlanılması, onların içine sızılması, elde edilecek banka işlemleri hesap ve şifre kodları ile yine uluslar arası bankalar ile yurtdışındaki çeşitli ülke bankalarına sızdırılmış ajanlar aracılığı ile hesaplardan para aktarımları yapılmalıdır. Bu operasyonlar 2/3 gün içinde tamamlanmalıdır. Böylece hesaplarla kimin oynadığı anlaşılamaz. Bu işlemleri başarıyla ve çok basitçe çözümlemek mümkündür ve bu işlemler için “Hackers” tanımlamasıyla anılan pek çok bilgisayar hırsızı vardır. Bunlardan yararlanılmalıdır.”

NAYLON ŞİRKETLER KURULACAK • “Liberal ekonomilerde doğal ticari işleyiş içinde her yeni günde pek çok şirket kurulmaktadır. Bunlar, çeşitli nedenlerle ya da illegal amaçlı kurulduklarından her yeni günde de kapanmakta, iflas başvurularında bulunmaktadırlar. Ticaret kuralları içinde doğal akışın böyle olduğu bir dünyada ‘Naylon Şirketler’ kurulmalı, ithalat-ihracat, Temsilcilik, Dağıtım ve Pazarlama alanlarında faaliyet gösterilmeli, işlemler tamamlandıktan sonra, naylon şirketlerin kurulması için kullanılan elemanlar ortadan kaldırılmalıdır. Elde edilen ekonomik girdiler, öz kaynak olarak örgütün kuracağı legal şirketlerde değerlendirilerek aklanmalıdır.

Ergenekon’un kuracağı legal ticari şirketler, deşifre olmadıkları sürece yaşatılmalı; geliştirilerek, güçlenmesi sağlanmalıdır. Böylece ekonomi kontrol altında tutulacak, para, akışları yönlendirilebilecek, kapital dünyasının içinde yer alındığından ekonomik istikrarın dış istihbarat örgütleri, uluslar arası finans kuruluşları, siyasiler ve her şeyi mubah sayan ticaret adamlarının spekülatif amaçlı soygun ve vurgunları önlenebilecektir.”

YURT DIŞINDAN KAYNAK AKTARILACAK • “Türkiye’den pek çok kişi yurtdışına kaynak aktarmaktadır. Ve bunun önüne geçebilmek mümkün değildir. Ancak, çeşitli ülkelerde bankalara sızdırılacak bilgisayar hırsızları, tespit edilen bu kaynaklar ile Türkiye’den kaynak aktarımı yapan kuruluşların likit aktarımlarını mevcut güçlü bir şirket üzerinden yeniden Türkiye’ye aktarabilir. Çeşitli ülkelerdeki bankalara sızdırılacak bilgisayar hırsızlarından yararlanılarak, likit kaynak aktarımı yoluna gidilmelidir. Bu türden kaynak aktarımları operasyonları 48 saatte tamamlanmalıdır. Operasyon sonrasında bankaların durumu tespit edebilmeleri için 5/6 gün gibi bir süre geçmektedir ki; bu süre operasyon sonrası için güvence sağlanabilmesi için de yeterli bir zamandır.”

Ergenekon’un temel belgesi 8

Askeri ataşelerden yararlanılacak

Örgüt yurtdışı faaliyetlerde elçiliklerde görevli askerî personele özel bir misyon yüklüyor: “Çeşitli ülkelerde ticari şirket kurup finansal güç kazanımı yoluna gidilmeli, askeri ataşelerden mutlaka gerektiği biçimde yararlanılmalıdır”

ASKERİ ATAŞELERDEN YARARLANMA • Ergenekon’un yeniden yapılanması hedefinde Askeri Ateşeler’den gereği biçiminde yararlanılacaktır.

YURT DIŞI TİCARİ FAALİYETLER • “Çeşitli ülkelerde kurulacak ticari şirketler, kullanılarak finansal güç kazanımı yoluna gidilmelidir. Çeşitli, ülkelerde görev yapmakta olan Askeri Ateşeler’den bu alanlarda da mutlaka gereği biçimde yararlanılmalıdır.”

HAZİNE ARAZİLERİ KULLANILACAK • “Hazine arazileri kentleşme yörelerinde “gecekondu MAFIA’sı”na yıllardır kaynak sağlamaktadır. Oysa ki, bu kaynaktan siyasi otoritelerin “oy” çıkarına dayalı, MAFIA’nın rant sağlaması önlenebilmeliydi. Ancak, olmadı! Ergenekon, hazine arazilerinden bu anlamda değil ama, spekülatif kazanç anlamında yararlanarak kaynak yaratmalıdır. Sanayi bölgeleri, toplu konut yapımları için hazine arazilerinden yararlanılarak, imar alanları yaratılmaktadır ve bu alanlardan spekülatif kaynaklar yaratılarak, art niyetli kişiler yararlandırılmaktadır. Ergenekon hazine arazileri üzerinde yeni organize sanayi alanları ile yeni toplu konut alanlarının oluşturulmasından spekülatif kaynaklar yaratmalıdır. Bu yollardan sağlanacak olan kaynaklar, konut ihtiyacı alanında kurulacak inşaat şirketi ile değerlendirilerek, sürekliliği olan kaynaklar yaratılabilecektir.”

Ergenekon’un temel belgesi 9

Bütün STK’lar kontrol edilecek

Belgede yeni sivil toplum kuruluşları oluşturma hedefiyle de yetinilmiyor: “Ergenekon Türkiye’deki tüm STK’ları kontrol altına almalıdır”

STK’LARI KULLANALIM • “Ergenekon’un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı vardır. Çünkü sivil toplum kuruluşları içte ve dışta kamuoyunda kutsal bir insanlık görevi yerine getiren örgütler olarak değerlendirilirler. Bu örgütlerin girebildiği ve etki altına alabildiği öyle noktalar vardır ki; bunu diplomasi sağlayamaz. Sivil toplum örgütlerinin imajı, saygın, kutsal ve masumdur. Bu özelliklerinden ötürü dünyanın her ülkesinde geniş halk kitleleri sivil toplum örgütlerinin arkasındadır. Sivil toplum örgütleri aracılığı ile dünya kamuoyu kolayca etki altına alınarak yönlendirilebilir.

Ergenekon, Türkiye’de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerini kontrol altına almalıdır. Bu bir zorunluluktur. Çünkü, bu örgütlenmelerin finans kaynakları dış ülkelerdir.”

SİVİLLERLE BULUŞMA PLANI • Ergenekon belgesinin “Kapsam” başlıklı bölümünde, Ergenekon içinde yer alan TSK mensupları ile sivillerin organizasyonunun geç kalınmış bir girişim olduğu belirtiliyor:

İŞBİRLİĞİ ZORUNLU • “Yukarıda özetle ifade edilmeye çalışıldığı gibi, bu analiz, yönetim, geliştirme ve yeni yapılanma raporu, haddimizi aşarak Ergenekon’un büyüteç altına alınmasından daha ziyade, pek çok sistemin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı ve bağımsızlığı üzerinde oynanan sinsi/çok emelli oyunların analizinden yola çıkılarak, 21. yüzyılda yepyeni bir yapılanma ile değerli TSK mensuplarının yanı sıra, sivillerden de sonuna değin yararlanılması gereği ve zorunluluğuna yer verilmiştir.”

HER MESLEKTEN SİVİL • “Ergenekon içinde yer alan değerli TSK mensupları ile Kemalizm’e ve ülkesine bağlı, insanlık onurunu ve kimliğini yitirmemiş, her meslekten sivillerin organizasyonu ile ortaya çıkacak olan yeni yapılanma gerçekte geç kalınmış bir girişim olarak görülmelidir. Her meslekten seçkinlerin yer alacağı sivil personel kadrosu ile Ergenekon, iç ve dış faaliyetlerinde çok daha etkin bir güce erişecek; her alanda hareketlilik, duyarlılık ve yaptırım gücü yüksek olanaklar kazanmış olacaktır.”

İŞTE 21. YÜZYILIN ERGENEKON’U • Plana göre 1914’lerde olduğu gibi bugün de İstanbul, dış ülkelerin istihbarat ajanlarının cirit attığı, pek çok yandaşlarının olduğu, dileklerini gerçekleştirebildikleri bir dünya kentine dönüşmüş durumda. Çünkü savaş sürüyor. Savaşın tek amacı Türkiye Cumhuriyeti’ni bölerek yıkmak.

Ergenekon’un “yeniden yapılandırma” belgesinde çalışmanın amacı; “Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ‘Ergenekon’un re-organizasyona katkıda bulanabilmek” olarak anlatılıyor. Dış ülke istihbarat örgütlerinin devletin her kademesine sızdığı belirtilen belgede, “Ergenekon’un her zaman olduğundan çok daha fazla önem ifade eder duruma geldiği” dile getiriliyor. Belgede Ergenekon’un amaçları şöyle anlatılıyor:

ERGENEKON TSK BÜNYESİNDE • “Bu çalışmanın amacı, Atatürk ilkeleri doğrultusunda biçimlendirilmiş, Kemalizm’in tek, gerçek ve içtenlikli koruyucusu Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ‘Ergenekon’un reorganizasyonuna katkıda bulunabilmektedir.”

SAVAŞLAR BATI’NIN HEDİYESİ • “1. Dünya Savaşı’nın ardından, sözde savaşa son veren gerçekte ise; barışa son veren barış antlaşmaları imzalanmıştır. Bu barış anlaşmaları ise; Mısır’dan, Afganistan’a, İran’dan, Umman Denizi’ne değin birbirine rakip dinlerin, ideolojilerin, milliyetçilik akımlarının ve hanedanların savaştığı bir savaş alanı yaratmıştır. Rus-Afgan, Iran-Irak ve Lübnan savaşları, Kürt hareketleri ve sonu gelmeyen Arap-İsrail sürtüşmeleri; Batı’nın bölgeye hediyesidir.”

YIKICI FAALİYETLER TIRMANIŞTA • “Kurulduğu günden başlamak üzere sürüp giden, emperyalist sisteme dayalı bölücü/yıkıcı/çok uluslu/çok emelli sinsi faaliyetler; Arnavutluk’un çözülmesi, İran’da Şah rejiminin yıkılması ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte sabırsızlıkla iştahların artmasına yol açmıştır. Çünkü, bu rejimIerin kuruluş dönemleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemleri hemen hemen aynı dönemlere rastlar. İşte bu nedenlerden ötürüdür ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. yılını idrak ettiği 20. Yüzyılın son yılında, bölücü/yıkıcı faaliyetler çok tehlikeli bir tırmanışa geçmiştir.”

YERLİ İŞBİRLİKÇİLER DEVREDE • “1914 yıllarında İstanbul, dış ülkelerin istihbarat ajanlarının cirit attığı, pek çok yandaşlarının olduğu, dileklerini gerçekleştirebildikleri bir dünya kentine dönüşmüştü. Bugün de böyledir. Çünkü savaş sürdürülmektedir. Ve bu savaşın tek amacı vardır. Bölerek/parçalayarak Türkiye Cumhuriyeti’ni Yıkmak!”

BÖLÜCÜLER HER YERDE • “Kaynağını dış ülke istihbarat örgütlerinin sinsi ve çok yönlü emellere dayalı; finans/organize/yönlendirme çabalarından alan ve ülke içinde konuşlandırılan bu güç odaklarının yerli işbirlikçi uzantıları, devletin her kademesine sızarak, TBMM’ne girebilmiş ve hatta siyasi platformda iktidar dönemleri yaşamışlardır. Bunun içindir ki; Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon, Türkiye Cumhuriyeti için, her zaman olduğundan çok daha fazla yaşamsal önem ifade eder duruma gelmiştir.”

YENİDEN YAPILANDIRILMA ÇABASI • “Bu çalışmada Atatürk ilkeleri ve hedefleri doğrultusunda TSK bünyesi içinde faaliyet gösteren Ergenekon ‘un sorunlarının belirlenmesi ve giderilmesine yönelik gözlem, tespit, karşılaştırma ve önerilere yer verilmekle yetinilmeyip, yepyeni bir yapılanma örneği önerilmektedir. Böylelikle, Ergenekon’un 21. yüzyıl koşullarına uygun re-organizasyonu doğrultusunda analiz yapılarak, bir araştırma, geliştirme ve yeni yapılanma raporu hazırlanmıştır. Ergenekon’un gerçek ve çağdaş anlamda re-organizasyonun sağlanabilmesi için talep edilmesi halinde daha birçok ayrıntılı etüt hazırlanması mümkündür.”

KRAL TUTMOİS DE CENGİZ HAN DA VAR • Ergenekon’un “yeniden yapılanma” planında istihbaratın tarihi anlatılırken, son derece ilginç isimlerden alıntılara başvuruluyor. İşte o bölümler:

İSTİHBARAT VE ÖRGÜTLENME • “İstihbarat -haber alma- oyunu, insanlık tarihinin en eski ikinci mesleğidir. Bu oyunun kendine özgü kuralları ise; doğası gereği, çok büyük bir hızla kendisini yenileme özelliğine sahip olmasıdır.”

MISIR’DAN ÖRNEK • “Günümüzden tam 5.000 yıl önce; Mısır’da Kral III Tutmois, kuşatma altında tuttuğu Yafa kenti hakkında ‘istihbarat’ toplayabilme amacıyla un çuvallarının içine gizlediği adamlarını kente yollamış olması tarih sayfalarındaki ilk örnektir. Kral III. Tutmosis, farkında olmaksızın ilk yasal istihbarat teşkilatını kurmuştu. İnsanlık onun bu alandaki başarılarını Mısır hiyeroglif tabletlerinden öğrendi. Ve istihbarat, toplayan elemanlar literatürlerde ‘casus’ ve ‘ajan’ tanımlamasıyla anılır oldular.”

HZ. MUSA’DAN ALINTI • “Hz. Musa, ‘Gidin ve ülkede gerekli araştırmayı yapın’ der. İnsanlık tarihi açık ve net bir biçimde ortaya koymaktadır ki; ulusların “gelişim” sağlayıp “güç” elde edebilmesi istihbaratla, yani “bilgi” ile sağlanabilmiştir.

Tarihin ilk atlı göçer toplulukları arasında önemli bir yer edinmiş olan Tatarlar, uzun yıllar bozkırların tek hakimi olmayı başarmışlardı. Kuzey Avrupa’da kiliseleri dolduran Hıristiyanlar, “Tatarlar’ın gazabından kurtar bizi Tanrım” diye, dua eder olmuşlardı. Yerleşik düzene geçememiş bu atlı göçer topluluk, kendilerini asla yerleşik toplumlardan aşağı görmemişti. Ne var ki; okur/yazar değillerdi (!)”

CENGİZ HAN’IN GÜCÜ • “Cengiz Han’ın büyük bir general olarak ün kazanmasının temelinde hiç kuşkusuz ki; düşmanlarına oranla daha fazla risk almış olması, gücünü 10’arlı grup sistemine bağlaması ve tüccarlardan oluşan bir istihbarat örgütü kurmuş olması yatar. İstihbarat sanatına bunca önem veren Cengiz Han, aleyhte casusluk aaliyetleri için de kaçınılmaz olarak ölüm cezası getirmiştir.”

ERGENEKON’UN İSTİHBARATI • “21. Yüzyılda Ergenekon’un resmi istihbarat kuruluşlarının yanı sıra, legal ve illegal örgütlenmelere karşı mücadele etme zorunluluğu ile karşı karşıya kalacağının bilinmesinin yeterli olamayacağı açıktır. 20. yüzyıl istihbarat faaliyetleri “klasikleşmekle” kalmayıp “köhneleşmiş” olacaktır. Ve bugün; bu köhneleşme sürecinin sonuna varıldığından, önümüzde çok az bir zaman kalmıştır. Ergenekon, faaliyetlerini yeni ve gelişmiş yöntemlerle sürdürmek zorunda olduğu gibi, kaçınılmaz olarak faaliyet alanlarını da geliştirmek zorunluluğu ile karşı karşıyadır.”

GİZLİLİK ÖN KOŞULDUR • “Sağlıklı ve güçlü bir istihbarat örgütü, ülkesinin bağımsızlığına yönelik iç ve dış tehditleri önceden tahmin edebilir ve önleyebilir. Ülkenin ekonomik ve sosyal kararlılığının istikrarını sağlar. Bunları başarabilmesi için ise; gizlilik ön koşuldur. Enformasyon gizliliğinin çok kritik olduğunun bilincine varılabilmesi çok büyük önem taşır.”

İLETİŞİM GÜVENLİ DEĞİL • “İletişim ağları ulusal olmaktan çıkıp çok uluslu ticari kuruluşların kontrolüne geçtiğinden ötürü, istihbarat örgütleri için güvenli olmaktan çıkmıştır. Uydular aracılığı ile yerkürenin herhangi bir yerinde, sokaktaki bir insanın yüzünün belirlenebildiği, izlenebildiği bir dünyada gizlilik prensipleri çok daha büyük önem kazanmıştır.”

MOSSAD’IN BAŞARISI SIRRI • “Uluslararası ticaret, bankacılık, Web TV (Internet) ve uydu sistemleri dünyayı giderek daha çok küçültmeyi sürdürürken, “güvenlik” sorunu büyümüştür. 20. yüzyılın en başarılı istihbarat örgütleri arasında yer alan MOSSAD, başarısının sırını elde ettiği enformasyonu paylaşmamasına borçlu olduğunu çok geç fark edebilmiştir. MOSSAD, diğer istihbarat örgütleri ile dayanışmaya yönelip’ enformasyon’ paylaşımına yönelince, ajanları yakalanmaya başlamış ve başarısız operasyonlara imza atmak zorunda kalmıştır. Buna benzer örnekler incelendiğinde, enformasyon paylaşımının çok zorunlu hallerde dahi olabildiğince azıyla geçiştirilmesinin önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.”

ENFORMASYON SATIN ALINMALI • “İstihbarat örgütleri serbest ve açık bir işbirliği politikasına sahip olsalar bile, temel amaçları gereği düzenli bir biçimde aleyhte faaliyet gösterecekleri unutulmamalıdır. Bu noktada: “satılık enformasyon”ların, ne denli tehlikeli sonuçlar yarattığının tarih sayfalarında pek çok örnek ortaya koyduğuna dikkat çekmek isteriz. Çok gerekli ve zorunlu hallerde enformasyon satın almanın yararlı ve kaçınılmaz olacağı da bilinmektedir. Ancak, enformasyon satıcısı ile ideolojik prensiplerde uyum aranması zorunluluğu vardır. “

HEDEFTE ENTELEKTÜELLER DE VAR • Ergenekon belgesinde, “21. Yüzyıla girerken dünyada istihbarat ve örgütsel yapılanma ile faaliyet alanlarının önemi” başlıklı bölümde, “Ergenekon, TSK’nın değerli personeli dışında entelektüel ve her meslekten seçkinlerin de içinde yer alacağı ‘sivil’ personelden yararlanacağı” vurgulanıyor. İşte “Genel” ve “Örnekler” başlığıyla verilen belgedeki çarpıcı bölümler:

BİZ ENTELEKTÜELLERDEN YARARLANAMADIK • “Türkiye Cumhuriyeti Resmi istihbarat Kurumları; bilim, düşünce kültür, sanat ve eğitim alanlarında yetişkin insan kaynaklarından yararlanmamıştır. Yararlanmayı da gereksiz görmüştür! Oysa ki; 2. Dünya Savaşı sonrası 1940’lı yıllarda, Abdül Nasır’ın istihbarat Şefi Salah Nasır, bir gazeteciden yararlanarak kurduğu ‘Siyasi Kalem’ adlı gizli bir örgüt sayesinde tam 412 sanatçı ve aydından karşı casusluk faaliyetlerinde yararlandığı bilinmektedir.”

YABANCILAR YARARLANDI • “Resmi istihbarat kuruluşlarımızın entelektüel çevrelere bakış açısını bilen yabancı istihbarat örgütleri ise; bu kontra bakış açısından yararlanmayı bilmiş, rejim tarafından dışlanıp horlanan entelektüel çevrelerin etkin portrelerinden çok olumlu bir biçimde yararlar sağlamıştır. Bu gerçek günümüzde de sürüp gitmektedir. Bu nedenledir ki, ülke insanımızın benimsemediği pek çok aydın, dış ülkelerce en büyük ödüllerle onurlandırılarak, bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı örtülü bir biçimde dokunulmazlık zırhına büründürülerek, muhalif unsura dönüştürülmektedirler.”

ERGENEKON DA YARARLANSIN • “Son derece yararlı, etkin ve düşsel yaratıcılık anlamında bitimsiz, eldeki mevcut pozitif avantaj; dış istihbarat unsurlarının sonuna değin yararlanabildikleri, -hatta ölümlerinden sonra bile- dezavantaj sonsuzluğuna terk edilmektedir. Türkiye’nin 21. yüzyılda entelektüel birikimli, yaratıcı, güvenilir insan kaynaklarından istihbarat çalışmalarında yararlanması gereği kaçınılmazdır.”

BİR KİŞİ ALMANLARI BOZDU • “Örneğin: 1964 yılında ölen İngiliz Deniz Kuvvetleri’nin 17/F kod adlı haber alma ajanı Ian Fleming, gerçek bir entelektüel idi. Savaş yıllarında Londra’nın göbeğinden yaptığı radyo yayınlarıyla, unutulmaz ‘Kara Propaganda’ örnekleri sergileyerek Alman ordularının moral değerlerini çökertmeyi başarmış ve bu yolla 2. Dünya Savaşı’nın sınırlarını zorlamıştır. “

SSCB SPORCULARI AJAN OLARAK KULLANDI • “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Doğu Bloku ülkeleri ile pek çok Batı ülkesi, entelektüelleri ile sporcularından istihbarat alanında sonuna değin yararlanmayı bilmiştir. İstihbarat sanatı, akıl gerektirir. Bu nedenle de yalnızca sağduyu ve mantık kuralları içinde işleyemez.”

ENTELEKTÜELLER PAMUK GİBİDİR • “Entelektüel insan yapısı derinlerde kök salmış akıldışı, duygusal ve yaratıcı bir çekirdeğe sahiptir. İnsan aklının özellikleri olan bilinç, bellek, yüksek duygu ve düşsel yaratıcılık; yaradılışında var olan değil, sonradan öğrenilerek elde edilen becerilerdir. Entelektüeller, bu nedenle her an patlayacak bir yanardağ gibi görünseler de içten içe yanarak küle dönüşen yumuşak bir pamuk gibidirler.

Ergenekon, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değerli personeli dışında entelektüel ve her meslekten seçkinlerin de içinde yer alacağı “sivil” personelden yararlanmakla karşılaştığı ve bundan sonra karşılaşacağı en önemli sorunların üstesinden gelmekte güçlük çekmeyecektir.”

EN TEHLİKELİ GRUP ONLAR • “Güçlü istihbarat örgütleri için en tehlikeli görünen grup entelektüel kesimdir. Bağımsız ve liberal eğilimli olan bu “düşsel yaratıcı” kişilikler, çok boyutlu düşünebilme yeteneklerinden ötürü enformasyon bulmacasının en küçük bir mozaik parçacığından rahatlıkla tablonun bütününü görüp saptayabilirler. Kamuoyunu en çok ve kolaylıkla etkileme becerisine sahip oldukları için, istihbarat örgütleri tarafından ciddi biçimde kontrolde tutulmak istenirler. Bunun yanı sıra bu çevre, istihbarat toplama açısından da çok zengindir. Entelektüel kesimden kazanılacak olan elemanlar, kazanışların yanı sıra, diğer istihbarat örgütlerinin çalışma sahasını büyük ölçüde daraltacak bir girişimdir.”

ERGENEKON KARA PROPAGANDADA DOYUM NOKTASINA ULAŞMIŞTIR •
Planın “Değerlendirme” bölümünde dış istihbarat birimlerine karyı kontra operasyonların düzenlenmesi ve Ergenekon’un “imajı”na yönelik ifadeler yer alıyor.

KONTRA OPERASYONLAR • “Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet göstermekte olan “Ergenekon”un yeni bir yapılanmaya yönelme zorunluluğu ve gereksinimi vardır. 21. Yüzyılda çok daha aktif çalışmalar içinde olacak olan dış istihbarat birimlerinin operasyonlarına karşı kontra operasyonlar düzenleyebilmek, faaliyetlerini engelleyebilmek ve bağımsızlığın korunabilmesini sağlayabilmek için istihbarat faaliyetlerini sürdürebilmek için yeni yapılanma ve yeni personel ihtiyacı olduğu gerçeği kaçınılmazdır. Bunların yanı sıra yeni çalışma yöntemleri geliştirilmesi esastır.”

‘KARA PROPAGANDA’ • “Ayrıca Ergenekon ‘un kamuoyundaki imaj ve düşünce değişiminin sağlanması zorunluluğu vardır. Kamuoyu kafasının karıştığı, içinden çıkamadığı, mantıklı ve tatmin edici açıklamalar alamadığı zamanlarda gelişen her olay karşısında Ergenekon sözcüğünü anımsayıp, dehşete kapılarak içten içe Ergenekon sözcüğünü yinelemektedir. Bu durum kamuoyunda moral çöküntüsüne neden olmakta, toplumda gelecek endişeleri belirmektedir. Bu gerçeği gören kötü niyetli çevreler ise; Medya kuruluşları içindeki yandaşlarından yararlanarak Ergenekon aleyhinde ‘Kara Propaganda’ yürütebilmektedirler. Bu noktada, ‘Kara Propaganda’nın yararlarını görmezden gelemeyiz. Ancak, Ergenekon, ‘Kara Propaganda’nın sağlayacağı yararlılıkta doyum noktasına ulaşmıştır. Bundan sonrası negatiftir.




MESAJ

(*_*)

BU SAYFAYI HERKESLE PAYLAS

Bookmark and Share
 


Eski Günler - Templates Novo Blogger 2008