BU SAYFAYI HERKESLE PAYLAS

Bookmark and Share

NOSTALJi


Hayat düşündüğün kadar güzel,gördüğün gibi tatlı değildir.Gerçekler bir gün gözünün önüne geldiğinde,pembenin kara sevdanın yara,arkadaşlığın ise palavra olduğunu anlarsın!





Aşk, iyi geceler öpücügünü uzun tutmaktir. Beklentidir.


Aşk, delicesine flört ederken yanindakinin hiçbir sey yapmama hakkini teslim etmektir. Saygidir.


Aşk, zaaflariniz oldugunu ortaya çikarir. Kabullenmektir.


Aşk, simdi zamani degil diye beklemeyi bilmektir. Sabirdir.


Aşk, saçlarda baslayip topuklarda biten bir gezintidir. Kesiftir


Aşk, Seviselim demeden sevismek, yanindakinin ne istedigini bilmektir.Anlasmaktir.


Aşk, baglandigini sandiginda, karsindakine hayir deme sansini tanimaktir.Inceliktir.

Aşk, korumaktir. Sorumluluktur.


Aşk, ciddi bir tokalasmayi kikirdamaya dönüstürmektir. Mizahtir.


Aşk, durma yoksa seni öldürürüm lafini duymaktir. Şehvettir.


Aşk, evinizdeki her seyin yerinin degistirilmesini kabullenmektir. Teslimiyettir.


Aşk, sevgilinizin ne oldugunu bütün çiplakligiyla görmektir. Gerçektir.

Aşk, saatin kaç oldugunu bilip aldirmamaktir. Nesedir.


Aşk, sizi kucaklayan kollarin, gittikçe daha çok sarilmasidir.Mutluluktur.

Aşk, gecenin bir vaktinde sen uyu, benim gitmem gerek dediginizde,uyanik kalip seni biraz daha görmeyi tercih ederim cevabini almaktir. Sicakliktir.


Aşk, tanidiginizi zannettiginiz insanin yeni yanlarini kesfetmektir. Tazeliktir.

Aşk, uyandiginizda rüyanizi yaninizda bulmanizdir. Düslerin gerçek olmasidir.


Aşk, kocaman yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir.


Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir. Güvendir.yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir.

Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir. Güvendir.


Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir.Kaderdir.


Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir.


Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur.

Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir.Kaderdir.


Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir.


Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur.


Aşk, pencereden disariya baktiginda kiminle oldugunu hatirlamaktir. Düsüncedir.


Aşk, rüzgarin agaçlarin arasinda dolasirken çikardigi sesi dinleyip sevgilisinin yaninda olmadigina hayiflanmaktir.Yalnizliktir.


Aşk, asla anlatilmayacak hikayelerdir. Özeldir. Kiymetini Bilene Tabiiiii :)





GÖZLERiN BENDEN COK UZAKTA
Suat Suna





Yaslanmaya basladim, o yuzden gecmisi ozluyorum" diyebilseydim. Zerre kadar ozlemiyorum gechmisi. Gecmise dair ne varsa silindi hafizamdan.


Ben gelecegi ozluyorum. Belki de hic yasayamayacagim gelecegime dair ozlemlerim. Asil sorunda burdan basliyor zaten. Gelecegin olmayacagini biliyorum.


Olmayani, olma ihtimali bulunmayani ozluyorum. iste bu ozlem koyuyor insana... Duvarda golgeler ve o goruntulerle carpismak yoruyor. insanlar gercek degil artik, mekanlar gercek degil. Belki de o yuzden sevmiyorum ana caddeleri, isiltili alisveris merkezlerini, konforlu mini sinema salonlarini.


Filmlerin degeri dusuyor oralarda, filmler hirpalaniyor. Ruhumuz butun "sakincali" kareleri sansurluyor, makasliyor, yalnizlastiriyor. Sansurlu, makasli, yalniz bir yasam bu benim yasadigim ve yalnizim iste yine... sasirmiyorum aslinda, boyle olacagini cok oncesinden biliyordum. "Bos durmadim, savastim. Savastim ama yenildim.


Yenildim ama ezilmedim" diye kandirmayacagim kendimi. iste itiraf ediyorum; ezile ezile, hirpalana hirpalana yenildim. Yenildim iste otesi yok.. iste bu yuzden korkuyorum ana caddelerden. Deniz kenarlarini seviyorum, salash meyhaneleri seviyorum. Issiz ve bana ait olan yerleri seviyorum.


Televizyonu degil ama o televizyonun altindaki dolapta bulunan anilarimi seviyorum. Her actigimda o dolapta bulunan anilarimin anlatacaklari var bana cunku. O salas dedigim meyhaneninde oyle, kayalara vuran dalgalarinda ne cok anlatacagi sey var. Bunlar disinda herseyin sadece goruntusu var oysa.


BUNUN iCiN YANLIZCA KENDiMi KORUMAK iCiN KACIYORUM HERSEYDEN.KACARAK YASIYORUM.iCiME KAPANMIYORUM,DUPEDUZ iCiME KAPAKLANIYORUM.BOYLECE KORUNUYORUM HAYATTAN.BEDENiMSE RUHUMUN ZIRHI SADECE..















HAYATTAN KESiTLER

Gerçektede öyleymiş. İnsana ilk önce bir efelik geliyor lan. Aslında kendimize yeniliyoruz, iktidar

mücadelesi, birbimizi sınıyoruz ve tartıyoruz, hep aynı numaraları döne döne yapıyoruz. Bir

sallıyorsun lan, bi sallıyorsun oofff off sorma (: Sonra ne oluyor. Bir anda o “Peki!” dediğinde işte

oyun bozuluyor. Efelik, mefelik kalmıyor adamda vallahi. Ya sonra? İşte asıl oyun sonrasında başlıyor

aslında. Sonrasında “Git” in yanına bir “me!” eklemesi dünyanın en onur kırıcı şeyi bile olsa

çıkıveriyor ağzından. “Gitme dur!”. Sevmek yetmiyormuş! diyor ya hani işte o da adama bir koyuyor ki

hiç sorma lan. Soruyorum kendi kendime her şey bitip ortalık durulup yalnızken koskoca evde, peki bu

şarkılar neden yazılmış? Sevmek yetmiyorsa eğer anlamı ne ki dünyanın?



Yooo Hayır insanoğlu öyle bir varlıktırki böyle bir aşkla yıkılmaz yıkılamaz eger yıkılır ve bu acıları

duymaya devam ederse ALLAH'ı gücendirmis olur.Cünki ALLAH'ın en yarattıgı en mükemmel varlık

biziz ve tüm canlılardan daha gçlüyüz bu yüzden bir aşkla dagılanlara ithaf olur bu sözler


Sevecek kadar DELiKANLIYSAN UNUTACAK KADARDA KÜLHANBEY OL


BAK NE DIYOR SADRi ABiMiZ

HEY YAVRUM HEY





Sezen Aksu

GECER GECER BUDA GECER

DAHA ÖNCEKILER GiBi

NELER NELER GECMEDiKi


Hadi daha iyisini yapabilirsin acıya meydan oku sarkıyı hisset acının doruguna

çık gözlerin dolsun sonra gülümse

ve sonra deki; ibadet baslattım artık her gece dualarla mutluyum böyle ALLAHLA

aramda aşk bundan sonra


SENi KiMLER ALDI______KiMLER ÖPÜYOR SENi

SEZEN

Aşk mı? Ya Sonrası?..


Eğer ilişkiniz artık size zarar vermeye başladıysa, aldığınız tek bir yudum bile size yeterli gelmiyor ve karşınızdakinin de size daha fazlasını vermeye niyeti yok gibiyse, uzun zamandır kaybettiğiniz kontrolu elinize almanın zamanı gelmiş demektir.


Bazı ilişkilerde zamanla alkolizmin yerini alır. Mutluluktan daha çok acı vermeye başlamış, ve alışkanlıktan öteye geçmez olmuştur. Siz farkında olmasanızda aslında o kişiye ve ilişkiye bağımlı olmaya başlamış ve tüm hayatınızı, arkadaşlarınızı ve ailenizi arka plana almışsınızdır. İlişkinin başındaki heyecan, aşk kendini kavgalara, güvensizliklere ve hesap sormalara bırakmışsa, yalanlar iki tarafında kurtarıcısı olmuşsa, o gemiyi terk etmenin zamanı çoktan gelmiştir.


Eğer ilişkiniz artık size zarar vermeye başladıysa, aldığınız tek bir yudum bile size yeterli gelmiyor ve karşınızdakinin de size daha fazlasını vermeye niyeti yok gibiyse, uzun zamandır kaybettiğiniz kontrolu elinize almanın zamanı gelmiş demektir. Böyle zamanlarda mantık ve duyguların çekişme zamanı başlar. Mantığınız sizi bu ilişkiden uzak tutmaya çalışsa da duygularınız savaşmaya hazır değildir ve siz karşınızdaki sevgiliye hakettiğinden fazlasını vermeye başlamışsınızdır.


İşte size ilişkinizin negatif yönde olduğunu gösteren sebepler:

* Kendinizi ilgiye muhtaç hissediyorsanız; Öncelikle neden böyle hissettiğinizi sorgulayın. Hayatınız boyunca hep ilgi mi beklediniz yoksa partnerinizin size karşı duyduğu ilginin zamanla azaldığını mı hissetmeye başladınız?


* Ona karşı bağımlılık hissediyorsanız; Sizi kırdığı, ihmal ettiği ve eskisi kadar sevgi sözcüklerine boğmadığı halde siz hala onsuz yaşayamayacağınızı mı düşünüyorsunuz?


* İlişkide verici taraf hep siz oluyorsanız; Partneriniz size saygı duymuyor, onun için yaptıklarınızı takdir etmiyor ve duygularını ifade etmekten kaçıyor ve siz buna rağmen hala ilişkide verici tarafa mı oynuyorsunuz?


Bunlardan sadece birini hissediyorsanız her ilişkide zaman zaman yaşanan ve birbirinize karşı duyduğunuz sevgi ve güvenle üstesinden gelebileceğiniz bir döneme girmişsiniz demektir. Ama yukarıdakilerden 2 tanesi de tamamen ilişkinizi ve hissettiklerinizi tercüme ediyorsa, arkadaşlarınızla sorunlarınızı paylaşıp, kendinizi onsuz bir hayata hazırlama vakti gelmiş demektir. Unutmayın, her geminin mutlak bir yolcusu ve her yolcunun mutlak gezeceği başka kıyılar vardır. Önemli olan dalgaların sizi fazla hırpalamasına izin vermeden, zamanında terk etmektir dumanı tüten gemiyi.


JALE SUCLUSUN SEN ISTEDIN AYRILIGI



jale suçlusun.mp3 -




AŞKIN FİZİGİ

 Kadınlar, erkekler ve aşk... Mutluluğun formülünü her yerde aradık durduk ama bir türlü bulamadık. Şimdi, hiç aklımıza gelmeyen bir kaynak bize yardıma hazır; fizik kitapları. Çünkü aşkın dinamiklerini de o meşhur fizik kanunları belirliyor.


Lisede ezberlediğimiz yüzlerce fizik formülü karşısında çoğumuzun nasıl da nefesi kesilirdi. Oysa o formüllerin bir çoğunu zamanla unuttuk. Ta ki hayatımızın en önemli parçalarından biri olan aşkın altında bu formüllerin yattığını öğrenene dek. Kadın erkek ilişkilerinin ve tabii ki bu ilişkilerdeki problemlerin, yanılgıların ve çıkmazların temelinde doğanın en eski güçleri var.


Bugüne kadar aşklarımızı arkadaşlarımızla ya da psikologlarla birlikte analiz ettik, oysa aslında tek ihtiyacımız olan şey bir fizik kitabı. Pozitif ve negatif enerjinin etkileşimi, birbirini iten ve çeken bedenler, titreşimler, erime... Lise yıllarına dönmeye hazırlanın, çünkü ders başlıyor!


Onu gördüm ve çarpıldım. Adı üstünde yıldırım aşkı!


Temel formül: Aralarında maddesel bağ olmayan iki cismin karşılıklı etkileşimine çekim gücü denir.


Bir anda çarpıldım. Onunla tanıştınız, iki kelime konuştunuz ya da konuşmadınız ve sizi bir mıknatıs gibi çektiğini hissediyorsunuz. Utanmasanız 'Aşık oldum.' diyeceksiniz ve hatta utanmıyorsunuz. Bilim adamlarına göre ilk görüşte aşk sanıldığı gibi gizemli ve mistik bir olay değil. Çekim gücü hiçbirimizin engel olamayacağı bir doğa kanunu. Bu çekimin ne kadar sürdüğünü ise kimse bilmiyor, iyi bir başlangıç, fakat yıldırım aşkının temeli sağlam duygulara dönüşmesi kişiliklerinize ve birlikteyken kendinizi nasıl hissettiğinize bağlı: Onunla mutlu musunuz? Birbirinizi nasıl etkiliyorsunuz? ikinizin de duyguları olumlu olmalı, çünkü yalnızca ona verdiğiniz kadar pozitif enerjiyi ondan alırsanız bu aşkın bir şansı olabilir.


Biz serbest ilişkiye inanıyoruz.


Temel formül: Kendi haline bırakılan bir cisim eğer dıştan itici bir güç olmazsa ya dümdüz gider, ya da olduğu yerde kalır.


Kelebek kadar özgür. Sevdiğiniz erkekle birliktesiniz ve birbirinizi sıkmamak için ilişkinizi serbestlik temeline oturttunuz. Aşkın o en ateşli zamanları geçti ve yeryüzüne geri döndünüz. Bu noktada ilişkinizin serbestliğini karşılıklı sorumluluk ve saygıyla dengelemezseniz birinizden biri ya olduğu yerde kalacak, ya da yoluna yalnız devam edecektir.


Her halükarda aranızdaki tutkunun azalması kaçınılmaz. Özgürlüğün belli sınırları olduğunu unutmayın ve onunla bu konuyu tartışmaya çalışın, ilişkiden beklentilerinizi dile getirin, fikir alışverişinde bulunun. Ne tür davranışlardan rahatsız olacağınızı birbirinize açık açık söyleyin ve serbest ilişkinize belli kısıtlamalar getirin. Böylece hem aşkınıza enerji katmış, hem de yola birlikte devam etmiş olursunuz.


Onunla tamamen uyuşuyoruz. Bu bir rüya olmalı!


Temel formül: Sürekli aynı frekansta giden iki dalga bir zaman sonra birbirini yok eder.


Her şey harika. Birazcık bile kavga yok, her konuda aynı fikirdesiniz, her yere birlik te gidiyor, bütün boş zamanınızı birlikte geçiriyorsunuz. Fakat bu arada yavaş yavaş birbirinizin gölgesi haline geldiğinizi, kız arkadaşlarınızın sizi uzun zamandır aramadıklarını ve ilişkinizin başlangıcında aranızda var olup aşkınıza renk katan ufak tefek fikir ayrılıklarının tamamen kaybolduğunu görmüyorsunuz. Aşırı uyumsuzluk gibi aşırı uyum da büyük bir sorun...


Yok olan benlikler, kaybolup giden alışkanlıklar, huzur verici ve yararlı yalnızlıklar, kişisel meraklar ve bağımsızlık olmadıktan sonra ilişkinin ne anlamı kalır? O sizin hayatınızın çok önemli bir parçası, ama tamamı değil. Zaman zaman tabii ki aynı frekansta buluşacak, uyum içinde ilerleyeceksiniz fakat bazen de kendiniz için yaşamalı, şahsi zevklerinize vakit ayırmalısınız. Kendi kişilik dalganızı yakalayın ve onu sürekli hareket halinde tütün. Gerçekten uyumlu bir çiftseniz sizin dalganız gereken yerde onunkiyle zaten çakışacaktır.


Devamlı kavga ediyoruz. Hepsi onun suçu!


Temel formül: İki cisim arasındaki itme hiçbir zaman tek taraflı olmaz, ikisinin de etkisiyle gerçekleşir.


Tartışma, kavga, gürültü... Mutsuzsunuz ve size kötü davrandığını düşünüyorsunuz. Peki hiç somut bir adım attınız mı, bu konuyu sakin bir biçimde onunla konuştunuz mu? Hayır! O zaman siz de suçlusunuz. Olaylar karşısında pasif kalmanız sorumluluğu üzerinizden atmanızı sağlamıyor ne yazık ki. Sevdiğiniz erkek sizden uzaklaştığında ya da size saldırdığında bunu ne kadar güçlü yapıyorsa siz de o kadar güç ortaya koymalısınız, bu bir fizik kuralı...


Mantıklı düşünün; yanlış seçimler mi yaptınız, yanlış yolu mu seçtiniz, sizi sömürmesine izin mi verdiniz? İlişkinizin kötü ve yıpratıcı hale gelmesinin sebebi kafanızın içindeki örümcek ağı mı? Bunların hepsi düzelebilir. Tek ihtiyacınız olan kuvvetli bir istek, irade, bilinç ve bol bol iletişim. Böylece ilişkiniz-eki dengeleri eşitleyebilir ve aranızdaki itme gücünü çekime dönüştürebilirsiniz.


Duygularım sürekli değişiyor.


Temel formül: Doğadaki hiçbir süreç tersine çevrilemez, her süreç belli bir yönde ilerler.


Aşkta denge olmalıdır. Aşklar ve ilişkiler zaman içinde sürekli değişir, tıpkı rüzgarın birdenbire yön değiştirmesi gibi... Ne yazık ki bu da duygusal yaşamın bir parçası. Ancak sağlam ilişkilerde temel prensipler aynı kalır. Böylece ilişkideki değişiklikler, yenilikler eski temellere oturtulur ve aralarında yeni bir denge kurulur.




Kalbinizin ve aklınızın pillerini devreye sokun. İlişkinizin güven, birbirine destek olma, dürüstlük, şefkat ve diyalog kurma gibi değişmez unsurlarına sahip çıkın ve içten ya da dıştan gelen yenilikleri bu unsurlar ışığında değerlendirin. Haa, bu arada lise yıllarınızda nefret ettiğiniz fizik kitabım fırlatıp attığınız köşeden çıkarıp başucunuza koymayı da unutmayın


Aşk Neymiş Yine SADRi BABA ANLATIYOR






HAYATTA ÖNEMLİ OLAN; EN ÇOK ŞEYE SAHİP OLMAK
DEĞİL, EN AZA İHTİYAÇ DUYMAKTIR...




HAYAT BAZEN ACILARA GÖĞÜS GERMEK GEREKTİĞİNDE YAŞAMAK İÇİN
SAVAŞMAKTIR



Yarasanin gözü kama$acak diye günes dogmamazlik yapmaz Hz.Mevlana

-Ne kadar bilirsen bil;Söylediklerin kar$indakinin anlayabilgi kadardir
Hz.Mevlana

-Dünle beraber gitti düne ait ne varsa,Bugün yeni seyler söylemek lazim
Hz.Mevlana Celaleddin Rumi

- Pisler, pisliklerini yapar ama
sular da temizlemeye çalışır.Hz.Mevlana

- Akıl padişahı kafesi kırdı mı,
kuşların her biri bir yöne uçar.Hz.Mevlana

-Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap...Hz.Mevlana



SADRi ALISIK_____ZEKi MÜREN




1. Kurallari kadin koyar.

2. Hiç bir erkek asla kurallarin tümünü bilmez.

3. Kurallar her an, önceden haber verilmeksizin, degisebilir.

4. Kadin, erkegin kurallardan yarisindan fazlasini çözdügünü sezdigi anda, kurallari degistirir.

5. Kadin asla yanilmaz.

6. Eger kadin hata yapmissa mutlaka erkegin yanlis yaptigi bir seyden kaynaklanmistir.

7. "Kural 6" durumu meydana geldiginde, erkek mutlaka özür dilemelidir.

8. Kadin, her an fikir degistirebilir.

9. Erkek, kadindan yazili izin almadan fikir degistiremez.

10. Kadin her an sinirli olma hakkini elinde tutar.

11. Erkek, her an sakin olma durumundadir. Ancak, kadin erkege "Sen de sinirlen" emrini verdiyse erkek de sinirlenmelidir.

12. Erkek bu kurallarin nereden çiktigini soracak bir cüret gösterdigi taktirde, bedensel aci duyacagi sekilde cezalandirilmalidir.

13. "Asiklar Günü"nde kadinlarin bu kurallara da uyma mecburiyetleri yoktur, hiç bir kural tanimazlar.


BiZLER GERCEGE ASIK OLMADIGIMIZ MÜDDETCE DAHA COK YALAN RÜYA MASAL VE MECAZ YASARIZ



ISTE KISSADAN HISSE
BiZLER BiRER RÜYAYIZ

0 yorum:

MESAJ

(*_*)

BU SAYFAYI HERKESLE PAYLAS

Bookmark and Share
 


Eski Günler - Templates Novo Blogger 2008